"Yanlış politikaların acı faturası ve stratejik çıkış yolu"
2007’li yıllarda Türkiye, Lübnan’a asker gönderdi. Bu adım, “güvenlik uygulaması” adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldı. Ancak o dönemde basında sık sık Hamas ve Hizbullah’a dair ABD’ye, dolayısıyla İsrail’e istihbarat aktarıldığına dair iddialar gündeme geldi.
İran konusunda ise hayret verici bir tavır sergilendi. İran’a silah ya da teknolojik malzeme taşıdığı iddia edilen uçaklar zorla indirildi, politik şahsiyetler İstanbul’da kaçırıldı. Özellikle İran’ın nükleer sırlarını bilen bir generalin İstanbul’da kaçırılması, İsrail’in güvenlik politikalarına hizmet eden bir adım olarak tarihe geçti.
Oysa bölgenin temel sorunu, siyonist ve emperyalist saldırılardı. Bu saldırılar, sadece Filistin’i değil, Türkiye’yi de hedef alıyordu. Ancak bu gerçek göz ardı edilerek, “Türklük” üzerinden yabancı düşmanlığı şırınga edildi ve Kürt sorunu dahil birçok mesele, siyonist ve emperyalist planların bir parçası haline getirildi.
2007 yılında, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, TBMM’de konuşma yaparak İran’a karşı Türkiye’nin iş birliğini istedi. Bu küstah talep, Türkiye’nin dış politikada nasıl bir yanlış öncelik anlayışıyla hareket ettiğini gözler önüne serdi. Aynı dönemde, 5 milyon Filistinli mülteci durumundaydı. Evleri başlarına yıkılmış, toprakları işgal edilmişti. Ancak Filistin........© Mardin Life





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein