Silahı Bırak, Kalemi Al: Bu Halkın Hikâyesi Bitmedi!
Silah sesiyle büyüyen çocukların gözünde umut ışığı değil, tedirgin bir uyanıklık vardır.
Gece uyumadan önce dua yerine tetik sesiyle konuşanların vicdanı, bir yerinden sakatlanmıştır. Bu topraklar… yorgun artık. PKK’nın silah bırakması gerektiğini söylerken, sadece devletin emniyetini değil, halkın hikâyesini kurtarmaya çağırıyoruz.
Burası Anadolu. Her karışında bir ağıt, her taşında bir dua vardır. Ve her bir çatışma, bu hikâyeye bir parça daha acı ekler.
PKK’nın ortaya çıkışı bir sonuçtur, sebep değil. Bu memlekette bazılarının yok sayıldığı, bazılarının adı bile anılmadığı günlerden kalma bir sancıdır. Ancak bu sancı, silahla değil; kelamla, adaletle, merhametle iyileşir. Ümit ediyor ve diliyorum ki “kelam”, “adalet” ve “merhamet”in dönemi başlar.
Yusuf Kaplan’ın deyimiyle “medeniyet tasavvurunun” inşası gerekiyorsa, bunun yolu dağlardan değil; halk meclislerinden, sokak sohbetlerinden, gönül köprülerinden geçer.
Sadece fiziki silahlar değil; zihinlere saplanan kimliksizleştirme hançerleri de bırakılmalı.
Bakın, burası bir coğrafyadan daha fazlası. Burası Dicle’nin sesinin Fırat’la seviştiği, Mevlana’nın Yunus’la kucaklaştığı bir yer. Bu topraklar “ben” diyenleri hiç sevmedi.........
© Mardin Life
