Mü’minin sözü neden kıymetlidir?
Toplumların çöküşü çoğu zaman gürültüyle değil, sözün değerini kaybetmesiyle başlar. Dilin kıymetini bilen toplumlar ayakta kalır; sözü hoyratça kullananlar ise hem kendini hem de çevresini tüketir. Bugün insan ilişkilerinde yaşanan kırılmaların, aile içi huzursuzlukların, toplumsal çatışmaların önemli bir kısmının temelinde, doğru olmayan veya yersiz kullanılan sözler bulunur. Mü’minin ise kendisini önce dilinden belli eder.
Kur’ân-ı Kerîm, sözü sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda iman terbiyesinin bir aynası olarak gösterir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Allah’ın ve Rasulü’nün önüne geçmeyin. Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.”(Hucurât, 1)
“Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin; yoksa farkına varmadan amelleriniz boşa gider.”(Hucurât, 2)
Bu ayet, sözün sadece içerikten ibaret olmadığını; üslubun, tınısının, zamanının ve muhataba gösterilen saygının da sözü değerli kıldığını bildirir.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en büyük özellik akıl ve konuşmadır. Ne var ki bu iki nimet insanı aynı zamanda imtihanın merkezine yerleştirir. Söz, insanın ya izzetini artırır ya da hüsrana sürükler. Çünkü söz çıktı mı, sadece kulaklara değil, Levh-i Mahfuz’a da yazılır.
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında onu gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”(Kaf, 18)
Bir mü’min bu ayeti her hatırladığında, konuşmadan önce düşünür; ağzından çıkacak kelimenin sevap mı, günah mı, hayır mı, şer mi getireceğini tartar. Zira Resûlullah Efendimiz buyurur ki:
“Çok konuşan çok yanılır, çok yanılanın yalanı çok olur. Yalanı çok olanın da yeri Cehennemdir.”
Sözün değeri konuşmakla değil, yerinde konuşmakla ölçülür. Bir........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden