Küresel kölelik
Kuşkusuz bugünün toplumları, insanları ve hatta diğer canlılar, hayatlarını Sanayi Devrimi’nin etkisiyle şekillenen Batı ve Amerikan merkezli ekonomik sistem içinde sürdürmek zorunda bırakıldılar. Bu sömürü sistemi yalnızca üretim biçimlerini değil; insana, hayata ve değer dünyasına dair ne varsa hepsini dönüştürdü, sahteleştirdi.
Mesela Batılı insan, eski Roma’da borcunu ödeyemeyen kişinin köle olduğunun farkındaydı. Yeni sistem bu insana, köle olmaması ve özgürlüğü için emeğine güvenmesini söyledi. Böylece kazanarak özgürleşeceğine inanan birey, farkına varmadan yeni sistemin bir parçası, bir süre sonra da kölesi oldu. Bugünkü dünyamızın eski dünyadan farkı köleler köle olmadığına, efendiler ise efendi olmadığına inandırılmıştır. Hem kölelerin hem de efendilerin anonimleştiği bir süreçteyiz. Her ikisi de sistemin yaygın mekanizmalarının içinde hayatını sürdürmektedir. Kimse aktör değil ve hiç kimse sistemin bir dişlisi olmaktan öteye gidemiyor.
Oxfam, Forbes, OECD gibi kurumların 2023,2024 ve 2025 verilerine göre, bugün dünya nüfusunun en zengin %1’i küresel servetin neredeyse yarısını (E,6) kontrol ederken, en yoksul P sadece %0,75’ine sahiptir. 2024 itibarıyla en zengin 1500 milyarder, dünya nüfusunun `’ından daha fazla servete sahiptir. En zengin 26 bireyin serveti, dünya nüfusunun en yoksul 3,9 milyar insanının toplam servetine eşittir. Son 10 yılda dünyadaki toplam servetin T’ü, sadece en zengin %1’in eline geçmiştir. Bu........
© Maarifin Sesi
