‘Esleme çığırı’ ya da müfredatta öze dönüş
Suriye’de devrim rüzgarıyla birlikte bazı alanlara neşter vurulmaya başlandı. Bunların en dikkat çekenlerden birisi ’esleme’ siyaseti doğrultusunda yani İslamileştirme siyaseti gereği müfredatta değişikliğe gidilmesidir. Bunlar arasında ilk değiştirilenlerden birisi Osmanlı hakkında orta ve lise okullarında yapılan yeni tanımdır. İşgalci veya sömürgeci devlet ifade ve ibaresi, ‘Osmanlı idaresi’ ile değiştirilmiştir. Böylece bir yanlış algı düzeltilmiştir. Maşrik el Arabi denilen Arapların doğu yakası milli günlerini ve bayramlarını genellikle Osmanlı’dan ayrılma günü olarak seçmiş ve tespit etmişlerdir. Türkiye gibi onlar da reddi miras yapmıştır. Bu ülkelerde Muhammed el Behiy’in tespitiyle ümmetin iki yakasının birbirinden ayrılması bayram olarak kutlanmaya başlamıştır. Osmanlı’dan ayrıldıkları günü milli gün veya bayram olarak kutlayanlar bu ortaklığa rağmen birbirine karşı düşmanca hislerle doludur. Esat hanedanlığı günlerinde Suriye okul müfredatında, Osmanlı işgalci sıfatıyla anılmakta ve tanınmaktadır. Nazarlarında İsrail ne ise Osmanlı da o’dur. Beşşar giderayak buna Türkiye Cumhuriyetine de eklemek istemiştir. Birkaç defa iptal edilen sonunda da nasip olmayan, yapılmamış son hitabında Türkiye’yi işgalci sıfatıyla anmaktadır. Lakin konuşması elinde patlamıştır. Olayların akışının hızıyla bugün yarın yaparım derken tacını tahtını kaybetmiş ve konuşma metni anlamsız hale gelmiştir. Godot gibi beklenen konuşmayı gün be gün ertelerken sonunda konuşacak ortamı kaybetmiş, konuşma metni elinde kalmıştır. Lakin bu nasip olmayan konuşmasında Türkiye’yi işgalci olarak tanımlamaktadır. Esat’a nasip olmayan bu söylem İran Dini Lideri Hamaney ve ekibine miras kalmıştır. Onlar tarafından seslendirilmektedir. Arap rejimleri de hemen İran’dan boşalan........
© Maarifin Sesi
