Batı, Hıristiyanlık ve Yeni Din Arayışı
İsa’da dahil olmak üzere Batı dünyası hep yeni bir din peşinde koşmuştur. Mitolojik tanrıların savaşlarını örnek alan İskender dünyayı istila ve savaşla yönetmiş ölene kadar kılıcı elinden bırakmamıştır. İskender, kendini tanrı sanmış bu uğurda istilalar yaparak tanrılığını pekiştirmek istemiştir. Mısır işgal ettiğinde bir Romalı gibi değil Firavunlar gibi giyinip süslenmiş, kendini ilah etmiştir.
Hayranlıkla efsaneleştirilen Roma gücü kutsamış, güce tapınmıştır. İsa’da Roma topraklarının çocuğudur. Dünyayı kan ve gözyaşına boğan Roma’nın güç zehirlenmesine karşı, içinden çıktığı Yahudiliğin ezik haleti ruhiyesinin etkisiyle; sertliğe karşı yumuşaklığı, savaşa karşı barışı içeren bir din inşa etmek istemiştir. Savaşın yerine barışı, nefretin yerine sevgiyi ve erdemi koymak istemiştir. İskender’in soylu at üstünde girdiği şehirlere o cılız bir eşek üstünde girmiştir. Elinden kılıcını düşürmeyen İskender’in tanrılığını meşru gören Roma, İsa’nın “ben peygamberim” sözüne karşılık “köyden peygamber çıkmaz” diyerek alay etmişler. İskender savaş meydanlarında kanla yıkanırken, İsa Şeria ırmağında suyla vaftiz olmuştur. İskender’in savaşçı ve isyancı ruhuna karşı “sana bir tokat vurana diğer yüzünü çevir” diyerek itaat ve barış ile cevap vermiştir. İsa, Romalıların gözünde İskender’in izinden giden bir zavallı! Onun kılıçla kazanmak istediği krallığı İsa, vaazlarıyla kazanmak istemiştir. Gerçekte İskender de İsa da yeryüzü kralı ve tanrı olmak istemişlerdir. Her ikisi de bu uğurda canlarını vermiştir.
İsa, mesajına Roma kulak vermeyince bu defa “ben Tanrıyım! Ben Tanrının oğluyum” demiş. Bunun üzerine Tanrılık iddiasında bulunan İsa’yı Romalılar, kölelere ve aşağılık insanlara mahsus bir cezalandırma yöntemi olan çarmıha gererek öldürmüşlerdir. Alay etmek için de yeryüzü krallığını sembolize etsin diye başına dikenli bir taç geçirmişlerdir.
İsa’dan........
© Maarifin Sesi
