Savaş bölgelerinde kadın gazeteci olmak
Suriye’de IŞİD’in ölüm listesinde, Irak’ta Tahrir Meydanı’nda... Halep’ten İdlib’e kadar çatışma bölgelerinde gazetecilik yaptı. Mavi Marmara’da İsrail askerleri tarafından tutuklandı, işkence gördü. Ölümü beklerken hayata tutunan insanların hikayelerini haberleştirdi. Tek bir amacı vardı, gerçeği olanca çıplaklığıyla aktarmak.
Akkuş, Fırat Kalkanı Harekâtı cephe hattında geçen uzun saatler sonrası çelik yelek üzerinde 10 dakikalık bir uykuya dalıyor. (2016)
Gazetecilik bana göre dünyanın en güzel mesleğidir. Acısı çoktur, ancak siz bir insanın hayatına dokunursunuz, acısını azaltırsınız, adaletin peşinde koşarsınız, adaletin yerini bulması için mücadele edersiniz.
Mesleğin en acılı yeri savaşlardır. Zordur savaş muhabiri olmak, her babayiğidin harcı değildir. Elif Akkuş bunu başarabilen gazetecilerden biri.
Şimdi yaşadıklarını kitap yaptı, adını da “Gerçek Her Şeyden Güçlüdür” koydu. O kadar haklı ki...
Peki nasıl oldu?
Kitabı alıp okuyun ve neler yaşadıklarını anlayın isterim. O yüzden burada oralara girmeyeceğim.
Her zaman gazeteci olmak istemiş bir kadının ‘nasıl olduğuna’ değineceğim. Hatta kendi ağzından öğrenelim: “Üniversiteye ilk başladığım zaman bir gün eve geldim, odamın duvarına asılı bir yazı: ‘Muhabir arkadaşımız Elif Akkuş Bağdat’tan bildiriyor.’ Kardeşimin bana hazırladığı sürprizdi bu. O duvara astığı yazıyı uzun yıllar indirmedim duvardan. Hep ona baktım, bana her ‘olmaz, gidemezsin’ dediklerinde o yazıya baktım ve asla vazgeçmedim. Ve ne tesadüftür ki ilk gittiğim savaş bölgesi gerçekten de Irak/Bağdat oldu. 19 yaşında bir muhabir adayı olarak, staj yapmak için günlerce kapısında beklediğim ve sonunda kendimi kabul ettirdiğim yerde, TRT’de hayalime ilk adımı atıyordum.”
“Kadının ne işi var savaş bölgesinde” diyenlere, kadın olduğu için öleceğini düşünenlere cinsiyetin değil, emeğin, çabanın, meslek aşkının ve gerçeğe olan inancın kadın ya da erkek olmaktan daha güçlü olduğunu anlattı.
Mavi Marmara, İsrail askerleri tarafından sarıldığında “Kardeşimi bir daha göremeyecek miyim?” diye düşündü. Şu cümlenin duygusu o kadar tanıdık ki... “Orada olmasaydım orada olmak isterdim...”
Tabii ki Elif’in yaşadıklarıyla kıyaslanamaz.
Ancak 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında Hürriyet gazetesinde çalışıyordum. Hürriyet FETÖ’cü askerler tarafından basılmıştı. Fotoğraf çekerken yakalanmıştım, alnıma silah dayanmıştı. O anda aklımdan geçen tek şey, “Ya bunlar yaşanırken, ben evde olsaydım... Ya tarihe tanıklık etmeseydim...”
Bizim işin böyle bir duygusu var, evet... Tanık olmak, gerçeği........
© Korkusuz
