menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir moderatör olarak talep ediyorum, lütfen!

24 8
previous day

Abdullah Öcalan, “Silahları bırakın” dedi, PKK “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” kapsamında silah bırakmaya başladı. İlk sembolik tören geçtiğimiz günlerde Süleymaniye’de yapıldı.

O günden beri Türkiye’de uzun yıllardır büyük bir çabayla kutuplaştırılan iki kesim TV ekranlarında meseleyi tartışıyor.

Sözcü TV’nin karartılması da tam bu sürece denk geliyor. Bunu ayrıca konuşacağız. Anlatmak istediğimden bağımsız olmadığını söylemek isterim.

Ekranımız karartıldığı günden bu yana her gün kanala gidiyor, önümdeki 8 ekrana bölünmüş televizyona bakıyorum.

Fotoğrafı yazıya iliştirdim. Ortada kapkara bir ekran duruyor ya, o biziz. Diğer kanallar da iktidara yakın ve muhalif kanallar.

Uzun zamandır yoğunluktan ve yayınlardan başka kanalları izleme fırsatım yoktu, bu süreçte çok yakından takip ettim.

Kendimizi de dışında tutmayarak memleketin ahvali üzerine dertleşmek isteği duydum.

Şunu/şunları gördüm, izledim.

Öyle kutuplaştırdılar ki bizi, bir kere asla birbirimizi dinlemiyoruz.

Öyle bir tarafgir yaptılar ki herkesi, 1000 kere yanılmış ‘uzmanlar’ bir kere olsun “Ya daha önce yanıldım, yanılttım, bir susayım, emin olmadan konuşmayayım, insanları da etkilemeyeyim” diye dakika düşünme gereği duymuyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen herkese bir güzel ‘faşist’ damgası vuruyorlar geçmişte olduğu gibi, oh ne âlâ. Nasılsa konforlu alan, “Biz değişmedik, iktidar değişti” der sıyrılırlar işin içinden. Nasılsa konforlu alan, kimse “Ya bunca yanıldın, bugünlerin değirmenine farkında olarak/olmayarak su taşıdın, hâlâ nasıl konuşuyorsun?” diye sormuyor...

Öyle bir mıhlamışlar ki hepimizi olduğumuz yere, kimse “Yahu MHP, yahu AKP siz değil miydiniz DEM’i de, yanında duranları da terörist ilan eden. İki günde nasıl temize çektin her şeyi” diye soramıyor. Çünkü karşı düşünceyle bir araya gelemiyor. Aynı düşünenler aynı kanallarda buluşup birbirlerini onaylıyor.

Mesela PKK silah bırakıyor, o gün oraya giden gazetecilerden daha soğukkanlı olmalarını beklerim ben. Birkaçı haricinde göremedim bu tavrı. Ortamın şehvetine kapılmış halde, bir halay çekmedikleri kaldı bazılarının. Neden biliyor musunuz, çünkü inandıkları kişiler ne yaparsa doğrusunu yapıyordur. Yarın aynı kişiler, Terörsüz Türkiye projesi başarıya ulaşmazsa hep bir ağızdan PKK’ya da, DEM’e de, ‘Kürt hakkı’ diyene de beddua seansı düzenleyecek aynı ekranlarda.

Bir de ezbere her şeye itiraz edenler var. “Condoleezza Rice 2003’te ne demişti” diyerek başlayıp, aynı cümleleri her gün her gün ifade edenler.

Bir........

© Korkusuz