Liderin başarısının ölçüsü ülkesidir
Ülkelerinin kimliklerini ya devleti yönetenler ya da kurucu önderler temsil ederler. Kurucu önderleri aşan politik kimliğe tarih çok tanıklık etmemiştir. Sovyet Birliği mesela, dağıldı ve uzun süredir mutlak güçle Putin yönetiyor. Gorbaçov, Yeltsin unutuldu. Muhtemelen Putin de unutulacak. Ama Stalin, Lenin hatta onların muhalifi Troçki bugüne kadar unutulmadı, bundan sonra da unutulmayacak. Devlet kapitalizmini başarıyla uygulayan Çin’de bugün Mao’nun esamesi okunmuyor. Bu unutuldu anlamı taşır mı? Hayır.
Mustafa Kemal Atatürk bu parantezin bir üyesi olamaz. Farklı bir kategoride değerlendirmek lazım. Unutturmak isteyenlerin bile her yıl defalarca ondan övgüyle bahsetmek zorunda kaldıkları dünya üzerindeki ender liderden birisi. Belki de tek lider. Anıtkabir’deki yabancı konukların gösterdikleri ve abartılı sayılabilecek saygı gösterileri de bunu gösteriyor. Yendiği düşmanlarının bile Atatürk’e saygı duymasının en temel nedeni savaş meydanlarında elde ettiği zaferlerden öte, temellerini attığı ve bugüne kadar da varlığını muhafaza ederek gelmeyi başaran bu coğrafyadaki modern, bağımsız belki de tek olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Ülke inşa etmekteki başarısı askeri başarılarının üzerine çıkmıştır ve bu onun kimliğidir.
Dünya Bankası ile TÜİK’in ortak yaptıkları “İller bazında beşerî sermaye 2025” araştırmasının sonuçlarının bazı detayları tokat gibi insanın suratına çarpıyor. Türkiye’de 15 yaş altı 7 milyonun üzerinde çocuk Afrika ülkeleri düzeyinde açlık yaşıyor. Aynı kategoriden 6,7 milyon çocuk günde bir öğün et, balık, yumurta ya da tavuk yiyemiyor. 7,8 milyon bin çocuk hayatında bir kez bile ne bisiklete binebilmiş ne de patenle kaymış. 2,5 milyon çocuğun doğru düzgün ayakkabısı yok, kıyafet alamıyor. 7 milyon çocuk, doğum günü, arkadaş buluşmasından habersiz. 5,5 milyon çocuğun oyuncağı yok, hayatında oyuncak görmemiş. 14 milyon çocuk spor yapma olanağına sahip değil. 11 milyon çocuk tatil yapmayı bırakın tatil hayali bile kuramıyor. Bu çocukların hiçbiri tiyatroya gitmemiş bir sanatsal etkinliğe katılmamış. Bu çocukların sayısı Avrupa’da pek çok ülke nüfusundan fazla. OECD sıralamasında Türkiye çocuk yoksulluğunda Kosta Rika’nın ardında ikinci sırada
Bu tabloyu ortaya devletin bir kurumu koyuyor, yani rakamlar resmi. Kurumun TUİK olması nedeniyle aklınıza abartıldığı değil eksik yazıldığı da doğal olarak gelebilir.
Türkiye ekonomisi son 10 yıldır girdiği türbülanstan bir türlü çıkamıyor. 2025 yılı Ocak- Haziran döneminde 6,5 trilyon lira gideri, 5,6 milyar lira geliri olan bir devletle karşı........
© Kısa Dalga
