Kürt - Türk - Türkiyeli
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yürürlükte olan 1982 Anayasasının 66. Maddesindeki, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” maddesinin, Kürtlerin azımsanmayacak bir çoğunluğu tarafından benimsenmediği bir sır değil.
Maddeyi savunanlar, maddedeki Türk’ün, etnisite anlamında Türk’ten bahsetmediğini, maddenin kan bağını esas almayan Atatürk Milliyetçiliği çerçevesinde yorumlanması gerektiğini iddia etse de bu iddiaya katılmak mümkün olmasa gerek. Türk’ün bir soybağını, etnisiteyi tarif ettiği halen yürürlükte olan bazı kanunları inceleyerek kolayca anlayabiliriz.
Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş Veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun var mesela. Kanunun başlığındaki Türk Soylu ibaresi Türk’ün hukuken bir soy, etnisite olarak kabul edildiğinin açık kanıtı. Türk Vatandaşlığı Kanununda ise Türk soylu yabancılar başlıklı bir madde var. İskan Kanunu vs ile listeyi uzatmak mümkün…
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı adını taşıyan bir de kamu kurumu var.
Kürtlerin azımsanmayacak bir kısmı, Anayasa madde 66’daki tanımın kendilerini kapsamadığını, Türk’e Türk, Kürde Kürt, Araba Arap denmesini, hukuksal metinlerin sosyal gerçekliğe uygun olmasını savunmakta.
Bu tartışmalar arasında çözüm bulmak için ileri sürülen hukuki tanımlardan biri de Türkiyeli. Türkiyeli kavramı ile ilgili görüşlerimi yazmadan önce başka ülkelerdeki Türklere hukuksal ve sosyal gerçeklik açılarından nasıl baktığımıza değinmek istiyorum.
Yunanistan vatandaşlarına hukuken Yunan kabul edildiği halde Yunanistan vatandaşı olan Türklere, Yunan demiyoruz, Yunanistan Türkü de demiyoruz. Türk diyoruz. Daha ayırt edici tanım ise Batı Trakya Türkü. Aynı analizi Bulgaristan vatandaşı Türkler için de yapabiliriz. Bulgaristan Vatandaşı Türkler hukuken Bulgar kabul edildiği halde onlara da Bulgar değil, Türk diyoruz. (Yunanistan Türkleri için azınlık diyen çıkacaktır, Lozan Antlaşması azınlık tarifini etnik kökeni değil dini yani Müslümanlığı esas alarak yapmıştır)
Aynı analizi Çin’de (Uygur), Irak’ta, Suriye’de, İran’da, Hindistan’da vs yani kendi topraklarında ama bir başka devletin egemenliği altında yaşayan Türkler için de yapabiliriz. Bu ülkelerin anayasal vatandaşlık tanımı ne olursa olsun bu ülkede yaşayan ve kendini Türk hisseden, Türk kabul eden herkese Türk diyoruz. Bazen ayırt edici olması için Uygur Türkü gibi sıfatlar kullanırız sadece.
Aynı bakış açısını aynı sosyal gerçekçiliği Türkiye’deki Kürtlerden esirgememek gerekir. Kendisini Kürt hisseden, kendisini Kürt kabul eden Kürt’tür. Hukuksal metinler hayır sen hukuken Türk’sün Yunan’sın, Bulgar’sın dememelidir.
Bu hukuki problemi aşmak için........
© Kısa Dalga
