Milyonlarca hane, sadece yılbaşlarında karnını doyurabiliyor
Yılbaşlarında zamlar yapılıyor. Asgari ücret açlık sınırını yakalayabiliyor. Bir iki ay böyle geçiyor ve yılın kalan 9–10 ayında, sadece 1 asgari ücret giren milyonlarca hane karnını bile doyuramıyor. Neredeyse bütün yıllar tablo böyle. Bu yıl başında asgari ücret açlık sınırının yüzde 99,88’i düzeyindeydi. Türk İş’in eylül ayı verilerine göre yüzde 79,02’sine gerilemiş durumda.
***
Prof. Dr. Hakan Kara yazmıştı; “Vatandaşın enflasyon karşısında ezildiği görüşüne katılmıyorum. Vatandaş ezilmemiş, testere gibi biçilmiş.”
Hoca doğru söylüyor. Ezilme değil, söz konusu olan testere gibi biçilme… Bir kere asgari ücretin açlık sınırına kıyası başlı başına utanç verici bir durum. Milyonlarca hanemizin geçimini konuşurken baktığımız yerin “açlık sınırı” olması başlı başına bir rezalet! Asıl bakacağımız yer “yoksulluk sınırı.” Bir memleketin idaresi, yurttaşlarını, hanelerini yoksulluk sınırı üzerinde bir gelirle yaşatmayı amaçlamıyorsa… Bunu sağlamıyorsa atın çöpe gitsin. Bir devletin, hükümetin ekonomi politikasının nihai amacı bu değilse ne olursa olsun sömürü ve soyguna çıkar.
İşin bir de “siyaset” tarafı var. Keyfe keder zamlar! Asgari ücret zamlarının bir düzeni yok. Siyaset ihtiyaçlarına göre az veya çok, bir veya iki, hatta oylama vaktiyse 3–4 kez zam yapabiliyor… İnsafına kalmış.
Yalan enflasyonla bağından söz etmiyorum. O başlı başına büyük sorun. Açlık-yoksulluk sınırı ile........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein