menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vesayet bitmemiş, şekil değiştirmiş: Dün Erdoğan’a bugün İmamoğlu’na

16 17
18.03.2025

Türkiye ilginç bir dönemden geçiyor. Artık CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olacağını bildiğimiz Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi için büyük bir kampanya yürütülüyor. Gazetecisinden sosyal medya trolüne herkes bu kampanyanın büyük bir parçası oluyor. Bir diğer yandan ise İmamoğlu hakkında bir ‘çıkar amaçlı örgüt’ soruşturması yürütüldüğünü biliyoruz. Soruşturmaya İmamoğlu’nun bazı çalışma arkadaşları, gazeteciler de dahil ediliyor. Bununla paralel, iktidara yakınlığını ve desteğini gizlemeyen isimler “İmamoğlu’nu devlet, bürokrasi ve ordu istemiyor” cümlelerini kuruyor. Vesayetten haklı biçimde şikâyet edenler, bugün yeni bir vesayetin arkasından İmamoğlu’na ateş açıyor. Yaşananlar fazlasıyla bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi serüvenini hatırlatıyor.

İnsan dediğimizin hafızası zamana yenik düşer, tazelemekte fayda var.

Tarih 6 Aralık 1997, adres Siirt. Açık hava toplantısında konuşan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un şiirini okuyor ve hemen hakkında "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesi ile soruşturma başlatıldı. Erdoğan yargılandı ve hızlıca mahkûm edilendi, hakkında siyasi kararı verildi. Erdoğan, 26 Mart 1999'da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999'da tahliye edildi. Hakkında "Muhtar bile olamayacak" manşetleri atıldı. 28 Şubat sonrası Erbakan’dan ziyade Erdoğan’ın üstüne gidildi, “Devlet istemiyor” sözleri havalarda uçuştu.

Erdoğan birkaç yıl sonra 2001’de AKP’yi kurdu. 2002 yılında seçimlere doğru gidilirken, ‘istemeyenler’ yeniden devreye girdi. 146’cı savcı olarak bilinen Nuh Mete Yüksel, Erdoğan’dan örgüt çıkardı ve TCK’daki idam maddesini belirleyen 146/2’den tutuklanmasını istedi. Erdoğan’ın Rize’de yaptığı bir konuşmayı kapatılan Refah Partisi’nin Genel Başkanı Erbakan hakkında yürütülen ‘Milli Görüş Davası’ ile değerlendirmekten vazgeçerek, ayrı bir soruşturma haline getirdi. Erdoğan için TCK'nın 146/2 maddesindeki, ‘Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs suçundan’ soruşturma başlattı. Savcı Yüksel, Erdoğan'ın, mitingleri ile tüm konuşma kasetlerini ve diğer delilleri incelemeye aldı. Bu madde öyle bir maddeydi ki Erdoğan için 5-15 yıl hapis cezasından, idamına kadar uzanacak bir sürecin perdesini aralayabilirdi.

Tam da o günlerde gazetelerin Erdoğan........

© Kısa Dalga