menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Liderlik, netlik, cesaret ve yapıcı olmanın gerekliliği...

16 14
29.10.2025

Siyasi liderlik, bir toplumun yönünü belirleyen, politik kararları şekillendiren ve halkı ortak hedefler doğrultusunda harekete geçiren temel bir güçtür.

Ancak tüm liderler aynı tarzda yönetmez; liderliğin biçimi, kişisel özellikler, toplumsal koşullar ve siyasi sistem tarafından büyük ölçüde şekillenir.

Bu bağlamda, siyasi liderlik çeşitli türlere ve modellere ayrılabilir ve her biri avantajları ve dezavantajlarıyla öne çıkar.

Elbette bu makalede siyasi bilimlere giriş dersi tarzı bir şekil benimsemek istemiyorum ancak resmin netleşmesi için biraz kitaptan konuşmalar yapıp, liderlik kavramının ne olduğuna bakmak lazımdır.

Liderlik ama nasıl bir liderlik?

Örneğin otoriter liderlik, hızlı karar alma ve güçlü merkezi kontrol sağlama kapasitesiyle kriz dönemlerinde etkili olabilir.

Ancak katılımın sınırlı olması, toplumsal motivasyon ve yaratıcılığı azaltabilir.

Buna karşılık demokratik liderlik, karar alma süreçlerine katılımı teşvik ederek toplumda güven ve bağlılık oluşturur, fakat karar süresi uzun olabilir ve krizlerde esneklik kaybına yol açabilir.

Karizmatik liderlik ise liderin kişisel çekiciliğine ve vizyonuna dayalıdır; toplumu etkileme gücü yüksek olsa da, mantıksal ve kurumsal denetimden uzak kalma riski taşır.

Dönüşümcü liderlik, toplumda köklü değişim yaratma kapasitesine sahiptir ve uzun vadeli vizyon sunar ancak uygulanabilirlik ve somut sonuçlar açısından zorluklar yaşanabilir.

Mahatma Gandi tarzı hizmetkâr liderlik ise toplumun ihtiyaçlarını merkeze koyarak güven ve bağlılık oluşturur, fakat etkin karar alma ve hızlı politika üretimi konusunda sınırlı kalabilir.

Bu çeşitlilik, siyasi liderliğin tek bir tanımla sınırlanamayacağını ve farklı bağlamlarda farklı liderlik türlerinin ön plana çıkabileceğini gösterir. Karşılaştırmalı yaklaşım, liderlik stillerinin avantajlarını ve risklerini analiz ederek, toplumsal ve politik etkilerini daha net görmemizi sağlar.

Bu çerçevede, siyasi liderlik yalnızca makam sahibi olmayı değil, aynı zamanda toplumu yönlendirme, motive etme ve stratejik vizyon sunma kapasitesini de ifade eder.

Tufan Erhürman 19 Ekim seçimlerinde aldığı yüzde 63’lük muazzam oyla, Kıbrıslı Türklerin liderlik makamına oturmuştur.

Ancak makama oturmak, onun toplumun lideri olduğu anlamına, ya da bir takım parti militanının “tufan çıktı, hepiniz boğulacaksınız” tarzı yüzeysel atıp tutmasıyla “lider” vasfını elde ettiği anlamına gelmez.

Dünkü yayınıma katılan sanatçı-yazar Ümit İnatçı hocamız tam da bu noktada çok değerli bir yorum yapmıştır.

Ümit Hoca kısaca Tufan Erhürman’nın seçim döneminde kullandığı ‘muğlak’ söylemleri artık bir kenara........

© Kıbrıs Postası