menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Garantiler, yalanlar ve gerçekler...

10 14
19.09.2025

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz gün Katar dönüşü uçakta yaptığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) seçimleriyle ilgili açıklama tartışmaları da beraberinde getirdi. Açıklamalar her çevrede farklı bir etki ve tepki yaratsa da, Kıbrıs adasındaki bazı tarihi gerçekler yazılı bir şekilde uluslararası hukukun parçasıdır. Dolayısıyla istenilse de sözle değiştirilemez.

Ancak biz önce haberin Anadolu Ajansı'ndaki (AA) ilgili kısmını buraya koyalım:

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ekim ayında cumhurbaşkanlığı seçimi var. Seçim sonuçlarının Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kazanımları ve iddiaları konusunda riskler taşıyıp taşımadığı hususunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna karşılık Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin egemen bir devlet olarak bağımsız yargısı gözetiminde seçimlerini gerçekleştireceğini belirtti.

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim kardeşimizdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerimiz olarak görüyoruz. Buna el uzatılmasına da müsaade etmeyiz" diyen Erdoğan, Türkiye'nin, uluslararası hukuk zemininde ve Birleşmiş Milletler kararlarında meşru şekilde tanınan garantörlük haklarına sahip olduğunu vurguladı.

Erdoğan, bu hakların hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığına ve Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarına güvence sağladığını kaydetti.

Kıbrıs Adası'nın yıllarca bölgesel ve küresel güçlerin oyun alanı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, yakın tarihin oynanan oyunların ne kadar kanlı olabileceğini gösterdiğini ifade etti.

Erdoğan, "Kimse Kıbrıs Adası üzerinde yeni acıları ortaya çıkartacak oyunlar kurmamalıdır. Ne biz ne Kıbrıs Türk halkı yaşadıklarını unutmuştur. Acılarla dolu hafızalar taptazedir. Benzer acıları bir daha kimse Kıbrıs Türkü'ne yaşatamaz, biz buna izin vermeyiz. Ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimlerinin hayırlı olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

Şimdi haberle ilgili yorumlarımı ve yapılan yorumları değerlendirmeye geçebiliriz.

Mesela ben ne anladım?

Bir kere Başkan Erdoğan açık şekilde uluslararası hukuk ve BM kararlarının altını çizerek Türkiye’nin garantörlük hakkından bahsetmektedir. Bunun meşru bir durum olduğunu söylemektedir. Bu bağlamda sorunun “improvize” olmadığını, bu mesajın esasen öne çıkarıldığını söylemek isterim.

Devamla “bu hakların hangi siyasi parti iktidara gelirse gelsin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığına ve Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarına güvence sağladığını” söylemesi, Kıbrıs adasında mevcut olan durum değişmedikten sonra zaten tartışılacak bir durum olmadığını vurgulamaktadır.

Gerçekten de Güvenlik ve Garantiler başlığı, çözüm müzakerelerinin altı başlığından bir tanesidir. Bana göre Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığıyla birlikte en kritik olanıdır.

Daha önce defalarca dile........

© Kıbrıs Postası