menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıbrıslı Türkler, sahiplendikleri Rum malları yüzünden tutuklanabilir mi?

8 0
11.05.2025

Başlıktaki soruyu tam 20 sene önce Murat Metin Hakkı’ya sormuştum. Dört gün yayımladığım bir sohbet yapmıştım Murat Metin Hakkı’yla… Anılarda yolculuk yapıp, 12 Mayıs 2005’te yayımladığım bölümü sizlerle paylaşıyorum.

***

“Harvard Üniversitesi’nde master yapan genç Hukukçu Murat Metin Hakkı ile yaptığımız ve üç gündür bu köşede yayınlanan söyleşi kamuoyunda yetkili çevrelerde geniş yankı buldu.

Şurası bir gerçek. Kıbrıs Türk Toplumu insan kaynakları bakımından fakir değildir. Bizim esas meselemiz Kıbrıs’ta, Türkiye’de veya dünyanın bir başka köşesinde olan değerli insanlarımızdan yararlanma organizasyonundan yoksunluğumuzdur.

İşte Murat Metin Hakkı örneği. Gencecik bir evladımız. Dünyanın en ünlü üniversitelerinde öğrenim görüyor. Harvard’da master yapıyor. Ülkesine yardım etmek için hiç bir ikilemi yok. Ama bizdeki esas hastalık nitelikli insan kaynaklarının devreye girmesinden duyulan korkudur.

Çünkü yıllardır bizde egemen olan anlayış, “ahbap-çavuş ilişkisiyle” en kritik görevlerin doldurulmasıdır.

Bakkallar ne olur alınmasın. Sözüm onlara değil. Küçük bir bakkal dükkanını idare etmekten aciz, özel yaşamları başarı değil başarısızlıkla dolu insanlar bu ülkeyi yönettiği için bu hallere geldik.

Partiler kendi kadroları içinde bile seçim yaparken niteliğe değil başka yakınlıklara önem veriyor. Böyle anlayış egemen olduğu zaman insan kaynaklarımızdan adam gibi yararlanılması mümkün değil.

***

Murat Metin Hakkı ile yaptığımız sohbetin son bölümünü bugün sizlere aktarıyorum. İşte sohbetimiz son bölümündeki soru ve yanıtlar:

H.HASTÜRER: Kıbrıslı Türkler sahiplendikleri Rum malları yüzünden tutuklanabilir mi? İngiltere ve AB genelinde bu sorunun cevabı ne olur?

M.M.HAKKI: AB çapında tutuklama emrinin çıkarılabilmesine olanak tanıyan Konsey kararı 13 Haziran 2002’de kabul edildi ve 1 Ocak 2004 tarihine kadar İngiltere dahil çoğu AB ülkesinde iç hukuk haline getirildi. İngiltere’de bu işlem Extradition Act 2003 diye anılan yasayla yapıldı. AB ülkeleri, bu vesileyle aranan suçluların birbirlerine iade prosedürünü sadeleştirmek ve çabuklaştırmak hedefini güdüyorlar.

Ülkemizde bazı yorumcular suçluların İngiltere tarafından iadesinin yalnızca, az önce belirtilen yasada “1. bölge (Part 1 Territories)” olarak tanımlanan ülkeler ve bölgeler için mümkün olduğunu ve şu anda Kıbrıs bu tanımlama içine girmediğinden prosedürün Rumların lehine kullanılamayacağını yazdılar. Bu yorum aslında tam doğru değil. Kıbrıs 2. bölge (Part 2 territories) olarak niteleniyor.

Ama bu durum 70. maddeden görüleceği üzere iade mekanizmasını başından felce uğratmıyor.

Esas belirleyici olan unsur 137. ve 138. maddelerde görülüyor. Bunlara göre bir şahsın ilgili ülkeye iade edilebilmesi için işlediği suç İngiltere’de işlenmiş olsa en az 12 ay hapislik gerektirecek bir durum olmalı. İngiltere’deki Criminal Justice and Public Order Act 1994’e göre ise (61. Madde) ‘squatting’ (yani birisinin mülkünü işgal edip oraya yerleşmek) suçu ancak 3 ay hapis ve/veya 2,500 stg. azami cezaya müstelzimdir.

Bu durumda Kuzey Kıbrıs’ta Rum malına yatırım yapan bir Kıbrıslı Türk/AB vatandaşının Güney Kıbrıs’a İngiltere tarafından iade edilmesi söz konusu değil. Diğer AB ülkelerinde yürürlükte olan kuralların ise İngiltere’dekilerle ne derece aynı olduğunu tam bilemiyoruz. Bu yerlerde Konsey kararı iç hukuk haline getirilirken ufak tefek adaptasyonlar yapılmış olabilir.

H.HASTÜRER: Rum mahkemelerinden Türkler aleyhine elde edilen bir hüküm AB mahkemelerinde uygulatılabilir mi?

M.M.HAKKI: AB Konseyi’nin 22 Aralık 2000 tarihinde kabul ettiği ve 1 Mart 2002’de yürürlüğe giren 44/2001 sayılı başka bir........

© Kıbrıs Gazetesi