Bugün de anılarda yolculuk yapıp, 21 Ocak 2004’teki, “CTP’nin duruşu, toplumun gailesidir…” başlıklı yazımı okuyalım:

***

“Yeni bir hükümet kuruldu.

CTP-DP koalisyon hükümeti, tarihi bir kimliğe, özelliğe sahiptir. Yıllarca dışlanan, her türlü baskının hedefi olan CTP, halkın büyük desteğiyle seçimlerden birinci parti çıktı. Genel Başkan Mehmet Ali Talat, şimdi başbakandır.

Bir zamanlar ardında polislerin koştuğu, fişlenen Mehmet Ali Talat, şimdi Ankara’da en üst düzey protokolle ağırlanıyor.

CTP’nin kapısının önünden geçmesine izin verilmeyen içişleri bakanı da şimdi CTP’den.

Bunlar hep güzel. Yıllardır baskılara karşı direnip demokrasi mücadelesi veren herkesi mutlu eder, onurlandırır. Şimdi buraya kocaman bir nokta koyup plağın öteki yüzünü çevirelim.

***

Seçimlere kadar olumsuzluklara karşılık her şey güzel sayılırdı.

Daha seçim döneminde ısrarla CTP-DP koalisyon hükümetinin kurulacağı söylendi. BDH ve ÇABP ile protokol imzalayan CTP bunu reddetti. “Statüko yanlısı partilerle koalisyon kurmak mı? ASLA!” denildi.

Seçimler bitti. Mecliste 25-25’lik statüko yanlısı ve karşıtı partilerin eşitliği ortaya çıktı. İşte o andan başlayarak tüm kararlı duruşlar sulandırılmaya başlandı.

Uzun lafın kısası sonunda CTP-DP koalisyon hükümeti kuruldu.

Protokol imzalandı. Orada da elle tutulur tek madde, Kıbrıs sorununun mayıs ayına........

© Kıbrıs Gazetesi