menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yarın kime oy vermeliyiz?

10 1
18.10.2025

Yarın önümüzdeki beş yıllık 2025-2030 dönemi için Cumhurbaşkanlığı Seçiminde sandıklara giderek oylarımızı vereceğiz. Peki, hangi adaya neden oyumuzu vermeliyiz?

Bakınız, Kıbrıs Türk halkı, 1878’den başlayarak İstiklal ve İstikbali için Varoluş ve Özgürlük mücadelesi vermiş bir halktır.

Kıbrıs Türk halkı, kurucu ortağı olduğu 1960 Cumhuriyeti’nden eli silahlı Rumlar tarafından dışlandığı günden başlayarak kendi devletini kurma mücadeleci veren bir halktır.

Kıbrıs Türk halkı, Adanın Yunanistan’a bağlanmaması (Enosis) için 9 Eylül, Volkan ve Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kurarak mücadele vermiş, Kıraathane-i Osmani’den Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu’na kadar uzanan milli mücadelede bulunmuştur.

Kıbrıs Türk halkı devletleşme süreçlerinde Ocak 1964’te Genel Komiteyi, ardından Kıbrıs Geçici Türk Yönetimini, Kıbrıs Türk Yönetimini, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimini, Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni ve son olarak da 15 Kasım 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kuran, yaşatan ve güçlendirerek geleceğe taşıma kararlılığındaki Kıbrıs Türk halkı yarın gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçiminde kime oy vermeli?

Oy Vereceğimiz Cumhurbaşkanı Adayı:

-Her şeyden önce hayal satmamalı, bilakis güven veren, halkın içinden gelen, ayakları yere basan mevcut gerçeklere dayalı vaatleri olmalı!

-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni, Devletimizi ve Vatandaşlarımızı ayrımcılık yapmadan bir bütün olarak kabul etmeli, ayrıştırmayan, bölmeyen, kategorize etmeyen biri olmalı,

-KKTC’nin kalkınma hamlesini hızlandıracak, halkımızın refahını yükseltecek, dünyada sesimizin daha gür duyurabilecek, güven duyulacak, istikrarı koruyarak geliştirecek, ülkemizin güvenliğini koruyacak biri olmalı,

-Devletimizin güçlenmesine, Halkımızın refahına ve geleceğine kendisini adayan biri olmalı,

-Kıbrıs Türk halkının iradesini dünyaya taşıyarak yeni bir geleceğin kapısını aralayacak biri olmalı,

-‘Sağlam Devlet, Saygın Gelecek’ anlayışıyla hareket eden biri olmalı,

-Verdiği mücadeleyi daima Anavatan Türkiye ile tam bir iş birliği ve dayanışma içinde yürüteni biri olmalı,

-Yeni siyaset ve paradigma değişimi gereği egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğine ve samimi diyaloğuna hazır ve açık olan biri olmalı,

-Görüşmelerde daima kalıcı bir çözümün ancak halkımızın özden gelen haklarının kabul edilmesiyle mümkün olabileceğini, iki taraf arasında bir statü eşitliğinin zorunlu olduğunu her platformda bıkmadan usanmadan, özgüvenle dile getiren biri olmalı,

-Müzakereden diplomasiye, federasyon temelli çözümsüzlükten iki devletli yeni çözüm paradigmasına geçiş yaparak halkımızın sesini dünyaya başarıyla duyuran biri olmalı,

-KKTC Devletini gözlemci üyesi olduğu Türk Devletleri Teşkilatı’nda İslam İş Birliği Teşkilatı’nda ve........

© Kıbrıs Gazetesi