Bu Ada’da oldum olası bir mücadele, bir yarıştır gidiyor. Ayağa basılıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de iki taraf arasında iş birliği istiyor. İş birliği geliştikçe, tarafların birbirini daha iyi anlayabileceği, bunun da bir uzlaşıya yol açabileceğini umut ediyor.

Genel Sekreter haklı mı, haklı! Aynı adada yaşadığımıza göre iş birliği kaçınılmaz. Öyle alanlar var ki, iş birliği gerektirir ve bu da her iki halkın yararına olur. Gel gör ki, iş birliğine yardımcı olmak yerine, köstek olmak varsa, bundan her iki tarafın insanları değil, bir bütün olarak Kıbrıs da kaybeder.

Örneğin Rum Lider Nikos Hristodulidis, “Tatar ne söylerse söylesin, Kuzey’deki gayrimenkullerle ilgili yargı süreci devam edecek” derken, bu, iş birliğine köstek değil de nedir? Çocuk kandırmasınlar. Bütün mesele KKTC’nin kalkınma ve gelişmesini frenleme çabasıdır. Mülkiyet konusunda yatırımcıları ve bazı ilgili kişileri tutuklama kararı, Girne’den sonra, İskele’deki kalkınma ve gelişmeyi gördükten sonra, “Ne yapabiliriz de, bunları önleyebiliriz” düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

Kıbrıs Türk halkı uzun yıllardan beri ambargolar ve izolasyon altında yaşam sürmektedir. Tecrit söz konusudur. Seyahat özgürlüğünden bile mahrumdur. Türkiye dışında bir başka ülkeye direkt uçuş hakkına sahip değildir. Varoluş mücadelesi döneminde Kıbrıslı........

© Kıbrıs Gazetesi