Zamana oynanan izolasyoncu bir müzakere masasında dirileşme mi olur?
Düşünce üretimlerine saygı duyduğum Birikim Özgür, sosyal medyada “Sayın Tatar siz bu halka ne verdiniz?” başlıklı bir yazı yayınladı…
Bu yazısının ana fikrinde müzakere masasına oturmayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı eleştiren Özgür, müzakereden kaçmanın zaman içinde KKTC’mizi Türkiye’nin vilayetine dönüştüreceğini öne sürerken, müzakere masasında olmanın da Kıbrıs Türk halkını dirileştireceğini savunuyor…
Görüşme masasından çeşitli taktikle kaçan Rum tarafına neden bir gönderme yok?!..
Diğer yandan, Rum usulü federasyonu öngören bir masada cumburlop ve iş ola oturup ve de eritile eritile Rum’un vilayeti olmaya yelken açmak daha mı iyi peki?… Ki Rum bunun adını açıkça “Osmosis”, yani “asimilasyon” koydu hiçbir çekince duymadan…
Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının eşitliğine dair koşulları kabul edilmediği için uzlaşmaz ve kurnaz Hristodulidis ile müzakere masasına oturmadı…
Kıbrıs Türk halkının eşitliğini kabul etmeyenlerle masada zaman üstüne zaman yitirip nereye varılabilir?.. Ancak Rum’un bizi vilayetleştirmesine varılır… Ya da, Kıbrıs Ermenileri ile Latinlerinin durumuna varılır…
***
Kaldı ki, CTP Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’ın da masaya oturmak için net koşulları var… Kamuoyumuzca çok iyi bilinen bu radikal koşulları da Rum’un sırf müzakere adına kabul etmeyeceği kesindir…
Tıpkı Ersin Tatar gibi Tufan Erhürman’ın da müzakere masasına cumburlop oturulamayacağına ilişkin kayda geçmiş ve hafızalara yerleşmiş o........
© Kıbrıs Gazetesi
