Semerkantlı Cihangir Timur “Safkan Türk’üm” demişti
Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki (TDT) bazı ülkelerin, AB fonlarından yararlanabilme adına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde elçilik açmaları son günlerin önemli şoku oldu…
Tabii ki bu şok, ne Türkiye ne de KKTC üzerinde felç bir durum yaratmadı… Aksine, Türk birliğinin korunabilmesi adına dinamik bir atak başladı… Aşikâr olan bu… Gelişmeler de bunu göstermekte…
Türkiye diplomasisinde bu bağlamda önemli bir hareketlenme olduğu gözden kaçmıyor… Ankara’nın yetkili ağızları KKTC’nin iki devletli çözüm tezinin desteklendiğini anında dünyaya duyurarak ödüncü bir diplomasinin söz konusu olmadığının altını yeniden ve defaatle çizdiler…
Ankara’daki siyasi çevrelerin bu bağlamdaki yorumu “Birbirimize kenetlenerek yürüttüğümüz ilerleyiş karşısında bizleri birbirimizden uzaklaştırmaya ve hatta birbirimizden ayırmaya çalışan farklı güç merkezleri oluştu… Bunların hedefi, Türk asrını ve Türk koridorunu akamete uğratmaktır. Bu tehditlere karşı her zaman olduğu gibi birbirimize sımsıkı tutunacağız… İmkânlarımızı, halklarımızın refahına dönüştüreceğiz… Güç birliğimiz geleceğe taşınacaktır” şeklinde bir kararlılık ifadesidir…
Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlü ve saygın figürü Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev de, Ankara yetkililerinden de önce yaptığı açıklama ile gündeme gelmişti… Aliyev açıklamasında KKTC’nin yanında olduklarını ve uluslararası alandaki tanınma mücadelesine destek verdiklerini net ifadelerle açıkladı…
AB’nin ve Güney Kıbrıs’ın bazı sonuçlar getiren hamleleri, kısa bir geçmişi olmasına karşın hızlı bir........
© Kıbrıs Gazetesi
