Ruhsal çöküntü tezahürlerimiz
Ekrandaki söyleşiyi izliyorum… Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı “Pandemiden sonra asıl kriz ruh sağlığında yaşandı” diyor…
Valla bu hekim teşhisini görebilmek için psikiyatrist olmaya da pek gerek yok sanırım… Hepimizin gözü önünde gittikçe büyüyen toplumsal bir ruh sağlığı krizinin içindeyiz… Durumlar besbelli… Öyle bir kriz ki, suç patlamasını da tetikledikçe tetikliyor…
Kabul etmek gerekir, daha önce var olan ruhsal krizler, araya aylarca süren pandemi girince ve toplumda nice değişikliğe neden olan sorunlar ve eğilimler de patlayınca travmatik durumlarımız yeni boyutlar kazandı… Hem de ne boyutlar!…
Pandeminin arkasından gittikçe büyüyen ekonomik kriz çıkageldi… Hâlâ başa çıkamıyoruz… Çünkü bu krizden beslenen, ticari ahlâkı tedavülden kaldırmış egemen güçler var…
Çoğu zaman adli suçlar şeklinde de tezahür etmekte olan bu travmatik boyutları aşabilme adına da pek bir şey yapamıyoruz doğrusu… Dahası, ruh sağlığı tesislerimiz bile oldukça yetersiz ve ruh sağlığı tedavisini reddetme eğilimindeki insanlarımız da oldukça çok… Oysa uygar ülkelerde neredeyse herkesin bir psikoloğu ve hatta psikiyatristi vardır…
Asıl en önemli sorun da şudur: Çoğu kişi ruh bozukluğunu hem karaktere dönüştürmüş ve hem de bunu kişisel erdem sanıp alabildiğine olağanlaştırmıştır… Egoların, egoizmin, bencilliğin, duyarsızlığın,........
© Kıbrıs Gazetesi
