Var mı ‘İslamcı entelektüel’ diye birileri?
Çok aşikâr; yeryüzü hilafetinin artık Müslümanlara verilmesini istiyor Esat Arslan.
Şu gördüğümüz, birlikte yaşadığımız, içlerinden biri olduğumuz Müslümanlara mı?
Değil.
Arslan bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
“İslamcı entelektüel”in karşı karşıya bulunduğu ‘meydan okuma’ nasıl bir şey?
“O, bir zamanlar harikalar yaratmış, üç dünyayı titretmiş bir uygarlığın çocuğudur: İslam-Osmanlı uygarlığı. Fakat bu uygarlık bugün büyük bir sefalet içinde yüzmektedir. İslamcı entelektüelin görevi bu düşünsel sefalete son vermektir. İslamcı entelektüelin karşısında bütün ihtişamıyla Batı medeniyeti durmaktadır. Ve bu uygarlık jeopolitik olarak İslam uygarlığına kan kusturmaktadır. Eğer İslamcı entelektüel bir zafer kazanacaksa düşünsel olarak Batı’dan çok daha gelişkin bir yaşam ideali ve ütopya tasarımı sunmak zorundadır. Ve burada da zihni serbest değildir. Zira önünde haklı kılınmayı bekleyen ve onun kendisini reddetme şansı bulmadığı bir gelenek vardır. Kur’anıyla, Sünnet’iyle, mezhepleriyle koskoca bin dört yüz yıllık gelenek.”
“Geçmiş medeniyetin ihtişamı altında ezilmiş… Batı’nın meydan okuması altında ezilmiş… Kendi kimliğini oluşturan geleneğin arkaikliği altında ezilmiş… Ve tüm bu paramparça olmuşluklar karşısında İslamcı entelektüelden beklenen görev çok büyük bir görevdir: Tüm yeryüzüne ışık tutacak bir hegemonya inşa etmek.”
Esat Arslan “hegemonya” kelimesine olumlu bir anlam yüklüyor.
Kelimenin içinde ‘olumlu’ bir unsur var. Bir görüşe göre hegemonya rızaya........
© Karar
