Düşmek, kalkmak güzeldir
“Yanlışa düşmek ve düştüğü yanlıştan çıkmak hayatın güzelliklerinden biridir. Bunu tadabilmek için bile zihnimizi serbest bırakmaya değer” diye yazarken (9 Şubat, Karar) Esat Arslan’ın kitabının Arslan’ın İslam’la yaşadığı krizlerle ilgili bölümlerini henüz okumamıştım.
Meğer Arslan defalarca düşmüş, kalkmış.
İtiraflarını çok değerli buldum. Şöyle anlatıyor Esat Arslan:
“İslam’la ilk ciddi sorunumu 22 yaşında yaşadım. Tarihselcilik hakkında hiçbir şey bilmediğim bir zamanda benim geleneğe dayalı İslami birikimimim bana çok saçma geliyordu. Yaşadığım ruhsal bir krizden sonra, kimseye itiraf edemesem de üç ay boyunca İslam’dan çıkmıştım.”
Kafanızdaki bütün sualler cevaplandırılmışsa, her şeyi biliyorsanız, her şeyden eminseniz, artık soru bile sormayacak kadar ilerlemişseniz ‘karada ölüm yok’tur size.
Var mı öyle insanlar?
Bunu bilmiyorum.
Ama öyleymiş gibi, her şeyi biliyormuş, her şeyden eminmiş gibi ortalıkta gezen, yere sağlam basan, kül yutmayan tipler çok gördüm.
Allah hepsini iyileştirsin.
Bence sağlıklı olan, düşmek ve kalkmak.
Devam ediyor Esat Arslan:
“Bir akrabam vasıtasıyla tarihselci tezlerle tanıştım. İlk başta bu tezlerin saçmalık olduğunu düşündüm ve ruhumda bu düşünceyi şiddetle reddettim. Fakat sonradan üzerinde düşündükçe tarihselcilik bana ve İslam’ı kavrayışıma yepyeni bir soluk kazandırdı. Yeniden Müslüman oldum.”
Bu paragrafın maksadı........
© Karar
