Aynanın içindeki adamlar değişik
Bir efsaneydi Recep Tayyip Erdoğan. Ak Parti kurulmadan, Refah zamanında, henüz iktidara gelmeden başlamıştı, dilden dile anlatılıyordu.
Politikadan hiç anlamayan, daha çok göbeği olmadığı için bir de Kıbrıs’ta harp ettiği için birkaç defa Ecevit’e rey veren rahmetli Osman Dayımın ağzından işittiğimi bir anlatayım hele.
“Tayyip, İstanbul metrosunu yapan şirketin adamlarıyla pazarlık yapıyormuş.”
“300 milyona inmişler. Tayyip kabul etmemiş. 250 milyona yapacaksınız demiş. Allem kallem, adamlar 250 milyona da inmişler.
Tayyip, tamam, anlaştık demiş. Benim komisyonum ne olacak?”
“Mırın kırın, bir de Tayip’e komisyon yazmışlar. Tayyip demiş ki… Bana vermeyin komisyonu, hesaptan düşün.”
Vay anasını! İnsan, hele bu devirde, bir siyasetçi, ancak bu kadar dürüst olabilir.
Fransızlar da şaşırmışlardır ha! Ne kadar dürüst adam, bizim orada bile böylesi yok!
Doğru muydu, aslı var mıydı bu hikâyenin?
Muhtemelen doğruydu.
Doğru değilse bile Osman dayım anlatırken inanarak anlatıyordu. Yani millet inanmıştı.
Bir minik efsane de rahmetli babam İsmail Cömert’ten aktarayım.
90’ların sonu. Babam Bartın Müftüsü. O günlerde Bartın’da sel olmuş.
Daha doğrusu Devrek, Çaycuma’dan aşağı sahile kadar her tarafı sel götürmüş.
Gittim Bartın’a. Şehir içinde bütün binaların zemin katları çamur. Sokaklar çamur, rezalet diz boyundan yüksek. Belediye, vilayet, askeriye baş edemiyor. Şehirde büyük perişanlık........
© Karar
