menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Bizden’se hesap sorulmaz, ‘onlardan’sa sorulur

43 1
24.01.2025

Deprem oluyor. On binlerce insan tamamı devletin gözetiminde dikilmiş beton ağırlıkların altında büyük acılar ve büyük korkular içinde can veriyor.

Nasıl oldu bu iş? Nasıl başımıza geldi?

İlim adamlarını dinlemedik. Deprem öldürmez diyordu ilim adamları, yanlış yaptığın bina öldürür.

Ama canımın içi benden ruhsat istemiş nasıl vermeyeyim?

Nasıl tapu vermeyeyim, işin içinde oy var; ruhsatsız gecekonduları sağlam mı çürük mü tetkik etmeden…

Ah! Binalarımız depreme dayanıklı değil, hepsinin elden geçirilmesi lazım.

Büyük iş. Elden geçirmeye kalksak bir sürü insan rahatsız olacak, bırak olduğu gibi dursun.

Deprem olur, binalar yıkılır, biz de enkazın arasında dolaşırız, ölenlere Allah’tan Rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz, olur biter.

Ne kadar düşük bir maliyet.

Nasıl olsa kadere iman imanın şartlarından biri. “Kader planında oldu” deriz, itiraz eden olmaz.

“Yaraları en kısa zamanda saracağız.”

Oğlum öldü, kızım öldü, annem öldü, babam öldü, eşim öldü, neyi sarıyorsun?

Ölenlerin söz hakkı yok. Yaşayana da veririz bir şeyler, yatıştırırız.

Maden kazaları? Adı üstünde ‘kaza.’ ‘Kader’ kelimesinin arkadaşı. Ağırdan al. Üstünden zaman geçince unutur insanlar.

Bakan kendi şirketinden dezenfektan almış.

Almış ya, devletin işini görmüş ya,........

© Karar