menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kehanete ihtiyacımız var mı?

64 1
latest

Maalesef Türkiye’de okur gittikçe haber değil, propaganda, yorum, siyasi pozisyon savunusu istiyor. Bilgi değil, belagat seviyor, sükûnet ve şüpheyle değil şehvet ve bağırılarak savunulan fikirleri ikna edici buluyor.

Bir süredir de bilgi, haber ve kulisle yazılmış analiz değil, kehanet duymak istiyor.

Bu kehanetlerle de mutlu olmak, umutla dolmak istiyor.

Tabii bu talebe uygun arz da hemen ortaya çıkıyor.

Karar mekanizmalarının gözlerden ırakta olduğu, kokusu gelen yemeklerin kapalı kapılar ardında pişirildiği bir düzende üstelik konu aktörlerin istihbarat örgütü, siyasetçiler ve bir silahlı örgüt olduğu çözüm süreci gibi bir meselede derin haberler alan kahinlere ilgi büyük.

Kehanetler artık şu şöyle olacak, o öyle olduğunda da bu böyle yapacak gibi üç faktörlü kompleks gelecek projeksiyonlarına kadar vardı.

Bu kehanetlerin önemli bir kısmı tespitten çok temenni. Kahinler bile kutuplaşmış, kürelerine bakıp gördüklerini değil, istediklerini anlatıyor.

Son Mümtazar Türköne-Bahçeli meselesi bunun iyi bir örneği.

Yine de hala kehanet değil, analiz-haber-bilgi, belagat değil, tutarlılık, şüphe, mesafe arayan okurlar var. Onlar için yine olan bitenlere bakalım.

Bu aralar aslında en ilginç gelişmeler Suriye’de yaşanıyor.

Sadece dün olanlara bakın.

İlk kez Suriye Dışişleri Bakanı Washington’da Sezar yaptırımlarının kaldırılması için görüşmeler yaparken, Suriye’de eş zamanlı olarak çok ilginç bir tutuklama meydana geldi. Şam yönetimi Esad rejimi döneminden beri Suriye’de olan Filistin İslami Cihad........

© Karar