menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demirtaş, Bahçeli ile nasıl görüştü?

196 29
03.03.2025

Öcalan’ın akrostişli gizli mesajına geçmeden önce dün bomba gibi patlayan bir haberin arka planını yazalım.

İlk olarak Nagehan Alçı’nın Habertürk’te duyurduğu Demirtaş’ın Bahçeli ile telefonda görüştüğü haberinden bahsediyorum.

Haber doğru, fakat biraz hukuk ve cezaevi bilenler, Devlet Bahçeli de olsa kimsenin cezaevindeki birini telefonla aramayacağını bilir.

Ama zaten o telefon görüşmesi de cezaevinde olmadı. İstanbul’da bir hastanede oldu.

İçinde olduğumuz süreci derinleştiren bu görüşmenin arka planı şöyle:

Cuma günü (28 Şubat) Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş İstanbul’da ameliyat oldu.

Ameliyat tarihi öncesinde Selahattin Demirtaş, Adalet Bakanlığı’na başvurarak ameliyat sırasında eşinin yanında olmak için izin istedi.

Talep Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gitti ve Erdoğan’ın oluruyla Demirtaş, Cuma günü Edirne’den İstanbul’a geldi ve ameliyatı sırasında eşi Başak Demirtaş’ın yanında oldu.

Bu sırada da MHP Lideri Devlet Bahçeli, hastanedeyken Demirtaş’ı telefonla arayarak geçmiş olsun dedi.

Bahçeli, görüşmede Demirtaş’a, Öcalan’ın çağrısı sonrası Gazete Duvar sitesinde yazdığı yazıdaki “Erdoğan, Bahçeli, Öcalan… Allah uzun ömür versin” duası ve sürece verdiği destek için teşekkür etti.

MHP’li kaynaklar görüşmenin çok pozitif geçtiğini anlatıyor.

Yani ortada hem Erdoğan’ın bu insani talep için verdiği talimat hem de Bahçeli’nin telefonu gibi iki önemli jest var.

Bu jestler çözüm sürecinde özellikle bu sürece şüpheyle bakan Kürtleri, Demirtaş’ın dışlandığı, ona rağmen hatta onu hapiste tutarak bu sürecin yürütüleceği gibi gerçek olmayan iddialarla süreci eleştiren bazı muhalif kesimleri rahatlatacak jestler.

Bu jestler, ilerleyen zamanda Demirtaş’ın AİHM kararlarının da gereği olarak tahliyesinin de önünü açabilir.

Öcalan’ın akrostişle verdiği gizli mesaj…

Şimdi gelelim Öcalan’ın çağrısında akrostişle verdiği gizli mesaja..

Mesaja geçmeden önce İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross 1969'da "Ölüm ve Ölmek Üzerine" adlı kitabındaki meşhur yasın evrelerini hatırlayalım.

Kitapta hastalara ölüm teşhisi konduğunda hangi duygusal aşamalardan geçtikleri anlatılıyor.

Yasın evreleri adı verilen bu evreler; İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme.

Kübler-Ross’a göre bu evreler insan zihninin "çok zor durumlarla başa çıkma yolları"

1 Ekim 2024’den bu yana Bahçeli’nin Meclis’te DEM’e uzanan sürpriz elinden bu yana Türkiye’deki bazı muhalifler de bu evrelerden geçtiler.

Önce sürecin varlığı inkar edildi.

“Süreç falan yok, Bahçeli kendine kendi yapıyor. Erdoğan’ın haberi yok bundan, hatta rahatsız olanlardan” diye devam etti bu inkar aşaması.

Sonra Bahçeli’nin Öcalan’a Meclis’e gel çağrısı ve İmralı’ya giden ilk heyetle inkar evresinden öfke evresine geçildi.

Buna........

© Karar