Haraç talebiyle 13 kez saldırıya uğrayan ve bacağından vurulan kişi
“Adana’da üretim ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren iş insanının iş yerleri, kendisinden istenen 15 milyon lira haracı ödemediği için 13 kez kurşunlandı. 5 ay süre ile direnen iş insanı defalarca tehdit edildi, aracı ve işyerleri kurşunlandı, başına silah dayatıldı. Başlangıçta 5 milyon olan haraç, giderek arttırılıp 15 milyona çıkarıldı. Polise ve adli makamlara yaptığı şikayetlerden bir sonuç alamadı. Son olayda bacağından vurulan mağdur, ‘Fabrikalarım durdu, çalışanlarımın can güvenliği yok, dedi” (Medyadan)
Benzerlerini sıkça duyduğumuz bu haber ve haberin konusu olay, Türkiye’de toplumsal yapı, kamu düzeni, devlet otoritesi, güvenlik ve adalet sisteminin içinde bulunduğu durum açısından çok vahim bir tabloya işaret ediyor.
Aklın sınırlarını zorlayan, baştan aşağıya bir skandal ve rezalet boyutlarındaki bu olay kapsamında yaşananlar; insanların zihninde Türkiye’nin, şehirlerin bütünüyle suç şebekelerince kontrol edildiği Latin Amerika ülkeleri benzeri bir ülke haline geldiği algısını oluşturuyor.
Hani, bir veya iki kez olsa ne ise, 5 ay içinde 10’dan fazla kez çeşitli şekillerde tehdit, taciz, baskı ve kurşunlanmaya maruz kalmak ne demek?
Saldırıların sayısı abartılı olsa bile, açıkça görüleceği üzere, istenen haracın alınabilmesi için mağduru yıldırmaya yönelik baskı, tehdit ve tacizlerin şiddeti sistematik bir plan çerçevesinde arttırılmış ve son aşamada “bacağından yaralama” gibi kritik bir eşiğe getirilmiş. İstenen haracı ödemediği takdirde bunun arkasından ne geleceğini tahmin etmek zor değil.
Mağdurun ifadesine göre, başına gelenlerle ilgili emniyete ve savcılığa yaptığı şikayetler, bir sonuç getirmek şöyle dursun; haraç çetesini daha da azdırmış, her defasında saldırıların şiddetinin ve istenen haracın miktarının arttırılması sonucunu doğurmuş.
Devletin polisi, savcısı ve resmi makamları, 5 ay boyunca şehir halkının gözü önünde cereyan eden, güvenlik kameralarına yansıyan kurşunlanma görüntülerinin sosyal medya platformlarında izlenebildiği bu saldırılara dur diyebilmede ve faillerini yakalamada nasıl bu kadar aciz ve yetersiz kalabilir?
Mağdurun farklı bölgelerdeki işyerlerine ve otomobiline farklı zamanlarda defalarca yapılan saldırının silah sesleri, civardaki karakolların hiç birinden duyulmamış olabilir mi?
İlgili mercilere konuyu ve gidişatını sorsanız, verilen cevap; “Efendim şahsın ihbar ve şikayetini aldık, kayıt oluşturduk. İşlem süreci devam ediyor ve gelişmeleri takip ediyoruz. Merak etmeyin vatandaşlarımızın can........
© Karar
