menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Beton fetişizmi

24 1
04.02.2025

“Beton fetişizmi;”

Her boş arsaya veya toprak parçasına büyük bir iştahla beton dökmeye veya beton yapılar inşa etmeye yönelik durdurulamaz bir istek duyulması ve bunun bireysel ve toplumsal düzeyde bir takıntı haline gelmesi…

2012-2024 yılları arasında Türkiye’nin dünyada en çok çimento üreten ülkeler sıralamasında Çin, Hindistan, ABD gibi ülkelerin ardından 4’üncü veya 5’inci sırada; kişi başına en çok çimento tüketen ülkeler sıralamasında ise Çin, Endonezya ve BAE gibi ülkelerden sonra 3’üncü veya 4’üncü sırada yer alması, Türkiye’deki betonlaşma tutkusunun “fetiş” nitelendirmesini haklı çıkartacak derecede yüksek olduğunu ortaya koyan göstergelerdir.

Türkiye’de kişi başına düşen konut alanı, 90’larda ortalama 15 m2 iken, insanların daha geniş konut talep etmesi ve 2000’lerin başından itibaren inşaat sektöründe yaşanan hızlı büyüme sonucu, 2020’lerde 22-23 m2’ye yükselmiştir.

Türkiye’deki hızlı ve yaygın betonlaşma olgusunun somut göstergelerini, inşaat sektörünün büyüme rakamlarından da açıkça görebiliyoruz. İnşaat sektörünün GSYH içindeki payı, 2000’li yılların başında yaklaşık %4 seviyesinde iken, bu oran, sürekli artarak 2017 yılında 0’den fazla büyüme ile %8,5’e yükselmiştir. 2018 sonrasında ekonomik daralma, yüksek faiz oranları ve inşaat sektöründeki maliyet artışları nedeniyle sektör küçülmeye uğramış olsa da son yıllarda %6 seviyelerini korumaktadır.

Konut sektöründe yıllar içinde belli yavaşlamalar görülse de, inşaat sektöründeki çılgın büyümeyi, özellikle genel altyapı ve kentsel altyapı yatırımları, ulaştırma yatırımları ve kamu hizmet binası yatırımlarında görmekteyiz. Bu bağlamda, gereklilikleri, fiziki büyüklükleri ve maliyetleri sürekli tartışma konusu olan; otoyol, köprü, tünel, hava limanı, spor tesisi, üniversite kampüsü ve özellikle kamu hizmet binası inşaatları, ekonomik krize ve yetersiz bütçe imkanlarına rağmen hız kesmeden devam etmektedir.

Kentlerin, Batı ülkelerinde yüzlerce yıl geçtiği halde bozulmadan kalabilirken; bizde kısa sürede beton tarlalarına dönüşerek tanınmaz hale gelmesi, betonlaşma eğiliminin ülkemizde ne denli histerik bir karaktere büründüğünün en açık kanıtlarıdır.

Beton fetişizminin iki temel boyutu var:
Birincisi, her boş alanın betonla doldurulmasına duyulan akıl dışı eğilim ve bundan sağlanan psikolojik tatmin; diğeri ise, ciddi bir yanılsama........

© Karar