Parti ve ticarethane
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisi hakkında yaptığı “ticarethnane” uyarısı son derece önemliydi ama üzerinde pek durulmadı.
Siyasi tarih yazımına aşina olanlar bilirler ki, bugünlerin tarihini yazacak olanlar Erdoğan’ın bu uyarısına geniş yer vereceklerdir. Siyaset bilimciler de siyaset-ticaret ilişkisini, “clientalizm” denilen çıkar münasebetlerini yazarken yine bu sözleri ele alacaklardır. Yani siyasetin “al menfaati, ver oyu” gibi görülmesi.
Erdoğan’ın sözleri şöyle:
"Partiyi ticarethaneye çevirenlere asla müsaade etmeyiz. Millete hizmeti ihmal edenlere hakkımı helal etmiyorum. Bu, siyasetin değil, millete ihanetin adıdır."
Erdoğan’ın şu sözlerinden anlaşılıyor ki “çok şikayet” edilen bir sorundur bu:
“Bilin ki bu genel başkan, bu cumhurbaşkanı çok şikayetler alıyor; bu şikayetleri benim burada haykırmam lazım.”
Çok partili hayatımızın hiçbir döneminde “yolsuzluk algısı” bu iktidar zamanındaki kadar artmamış, ayyuka çıkmamıştı. Nitekim uluslararası verilere göre, Türkiye’nin “yolsuzluk algı indeksi”ndeki yeri 4.9 puan ile 52. sıradaydı. İtalya’dan Yunanistan’dan iyiydi. O dönemin reformlar dönemi olduğunu hatırlamalıyız.
Fakat adım adım düşerek, 2024 yılı Ocak ayında 3,4 puanla 115. sıraya düştü! (Euronews, 31 Ocak 2024)
Hızlı düşüşün CB sisteminde, yani yetkilerin tek elde yoğunlaşıp şeffaflık ve denetiminin eskisine göre........
© Karar
