menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Afet doğal olsa da yıkım siyasal

13 1
25.04.2025

Zemin sarsıldığında yalnızca toprak değil, kurgular da oynar yerinden. İstanbul yeniden büyük bir depremle sallandı fakat diğer sarsıntı bir süredir taşıdığı yükü gizleyen yapay bir düzlemde yaşandı. Çünkü bu ülkede deprem, doğanın değil, düzenin de stres testidir aynı zamanda.

Oldukça uzun zamandır yapay bir güvenlik hissiyle oyalanıyoruz. Sanki kalıp döktükçe huzur kurulurmuş, kuleler yükseldikçe toplum ilerlermiş, betonla kaplandıkça gelecek de garanti altına alınırmış gibi davranıldı. Oysa tarih bize anlatmıştır ki yapıların sağlamlığı çekiçle değil, çöküşle anlaşılmıştır. Fay hattı kırıldığında yıkılan yalnızca binalar değildir, inanç, temsil ve meşruiyet de birleşmemek üzere çatlar… İlk yıkılan ise her zaman insandır. Görmezden gelinen, sesine kulak verilmeyen, yalnızca koordinatlara, risk skorlarına ve tahliye tablolarına indirgenen insan. Depremin açığa çıkardığı olgu yalnızca zeminin değil, yönetim biçimlerinin, temsil iddialarının ve toplumsal sözleşmelerin de neye yaslandığıdır. Çünkü eğer inşa edilen şey sadece bina değilse, yıkılan da yalnızca duvar değildir. Yıkım bir kolonun değil, bir anlayışın, bir iktidar tahayyülünün, bir toplumun birlikte yaşama inancının çöküşüdür.

İstanbul’da depreme dair her tartışma, bir yerel yönetim savaşı olarak başlıyor. Şehirde çözüm üretmesi gereken en yetkili isim, seçilmiş belediye başkanı görevden uzaklaştırılıyor, tutuklanıyor. Oysa büyükşehir belediyeleri, afetlere karşı yerel refleksin ilk ve en hayati halkasıdır. Fakat Türkiye’de merkeziyetçilik, bir yönetim tarzı değil, bir iktidar kompleksi hâline geldi hem de uzun zamandır.

Deprem başlıkları yerel yönetimlerin sorumluluğunda gibi sunulur, ancak gerçek durum daha karmaşıktır. İmar yetkisi bakanlıktadır. Risk analizi yerelde yapılır, fakat bütçe Ankara’da toplanır. Afet anında ilk ulaşması gereken ekipler valiliklere bağlıdır, ama onların koordinasyonu çoğu zaman zamanla değil, yukarıdan gelen talimatlarla işler. Bu yapıda ne yerel refleks mümkün ne de idari hız. Sistem kendi ağırlığı altında eziliyor resmen. Çok hazin… Bugün dünyada birçok ülke, afetle yaşamayı bir güvenlik protokolü değil, bir toplumsal uzlaşı pratiği........

© Karar