Türkiye’nin bir şehri var mı?
Türkiye’nin şehri hangisidir diye sorsaydım cevaplar birbirini izlerdi kuşkusuz. İstanbul, Ankara, İzmir değil sadece, Bursa, Adana, Konya, Antalya, Manisa, Van, Edirne, Diyarbakır, Malatya, Eskişehir isimleri sıraya girer, orada yaşayanlar biz Türkiye’nin şehriyiz derlerdi. Hatta hızını alamayanlar olur, biz değil Türkiye’nin Avrupa’nın şehriyiz iddiasını ileri sürerlerdi. Hani sıklıkla bazı şehirler kendilerini Doğunun Paris’ i diye takdim ederler ya, işi oraya dek götürenlere bile rastlamak mümkündü. Oysa böylesi tanımlar baştan aşağı yanlışlık ve haksızlıkla doludur. Bir ülkeyi toprak parçası olmaktan çıkarıp vatan yapan temel dinamik şehirlerdir. Şehirler kendilerine has vasıflarıyla o vatanı yaşanılır kılarlar. Her ülke kadar her şehrin kuruluş efsaneleri bulunur. Hayal ile gerçeğin atbaşı gittiği bu anlatılar kendi içinde zamanla yenilenir, ek alır, dibe çöker, unutulur. Fakat belki de asıl dipteki katman katman sebeplerdir o ülkeyi ve şehri kurup yaşatan espri. Bu bakımdan ismine ister Anadolu, ister Türkiye isterse Diyar- ı Rum diyelim yaşadığımız ülke hiçbir yere nasip olmayacak geçmiş zenginliği içindedir. Peki, bir gelecek zenginliğinden söz edilebilir mi? Tütkiye’nin gelecek zenginliğini temsil edecek bir şehri var mı?
Biliyorum kaşlar kalkacak, çeneler oynayacak, mırıltılar, hırıltılar, yumruk sıkmalar artacak ama yine tekrar soralım, bugün Türkiye’nin bir şehri var mı? Geçmişte, Konya, Edirne, Urfa, Amasya, Van, Tokat, Mardin, Manisa, Trabzon, Diyarbakır, Batum, Selanik, Şam, Bağdat, Kahire birer şehirdi ve Osmanlı şehirler demekti. Viyana bozgunundan bu yana adım adım sadece şehirler elimizden çıkmadı onları şehir yapan temel espri de........
© Karar
