menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sırrı Süreyya Önderin kalbine doğru batan

9 0
18.04.2025

Sırrı Süreyya Önder ile yollarımız hiç kesişmedi. İlgi ve çevre ortaklıklarına rağmen kısmet olmadı yüz yüze tanışıklık. Fakat onun yazdığı her yazıyı yaptığı her konuşmayı özellikle takip ettim. Her şeye meraklı insan bol bulunur fakat el attığı işte mahir az insan vardır. Hele bizde şöhret bir süre sonra sürpriz ve yaratıcılığını yitirip tekrarın alışkanlığına saplanır. Sıtkı Süreyya Önder şöhret oldukça amatörleşti, bilindikçe kendi doğasına sadık kaldı. Hasbilik halk adamlığıyla gösterişsiz entelektüellik halinde sarmalanmıştı şahsında. Ben onda her zaman İmam-ı Azam aklıyla Cemal Süreya humoru arasında gidip gelişler gördüm. Doğunun Allah vergisi konuşma ve akletme yeteneği bir yandan çağdaş Nasreddin Hoca, Jim Jarmusch hatta Anadolu’lu bir Çetin Altan donu kazanmıştı. Adıyaman’dan çıkıp gelen esmer ve bıyıklı genç, el ne der ile değil bakın hele ben ne söylüyorum sevdasındaydı.

Sırrı Süreyya Önder şimdi hastanede ve ölümle pençeleşiyor. Umuyor ve dua ediyoruz ki ruh direnci, tıbbın yardımıyla onu ayağa kaldırsın. Gülen gözlerden insana yayılan umut daha bir görülür olur. Eskilerin feleğin çemberinden geçmek dedikleri hal tam da onun şahsında vücut bulur. Tuttuğu balığı bilerek suya bırakma bilgeliği yanında yakın erkek arkadaşının yanında sırf kız arkadaşı var diye onun yerine bilerek yumruk yeme hüneri ona aittir. Türkiye’de hemen hiçbir devirde hasbi ve yaratıcı adamlar ne devlet ne de toplum tarafından........

© Karar