menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Beşir Hoca’nın gözünden yakın siyasi tarih

38 12
17.04.2025

Hayatımı gözden geçirirken en öne aldığım husus, onu bütünlük içinde ve inandığım ilkelerle yaşayabildim mi, sorusu oluyor. Türkiye şartlarında yaptığımız işleri, bulunduğumuz görevleri de düşündüğümüzde, her şartta ilkelerimi korumaya, ikircikli tutumlara, iki yüzlülüklere sapmadan, olduğum gibi görünerek, düşündüklerimi her durumda usulüne uygun şekilde söyleyerek bir hayat yaşamaya çalıştığımı ifade edebilirim. Hep “açık toplumcu”, “özgürlükçü”, insanları iki yüzlülüğe teşvik etmeyen, düşüncesini özgürce ve korkusuzca ifade etme ve inandığı gibi yaşama imkanı sağlayan sistemlerden yana oldum ve o sistemleri çok sevdim. İslam inanç sistemimizin de bunun en önemli ifadesi ve garantisi olduğuna hep inandım ve inanıyorum.

Beşir Atalay, “Dünden Bugüne Anılar. Sadece Yaşayıp Yazdıklarım” kitabına başlarken hayata karşı sorumluluğunu bu cümlelerle özetliyor. 1947 senesinde Keskin’in Armutlu Köyü’nde başlayan ve hizmetlerle dolu bir hayatı böyle tanımlamak Hoca’nın hakkıdır. Her zaman inandıklarının, ilkelerinin arkasında durabilen bir adam oldu.

Çocukluk yıllarına anlatırken ailesinden şöyle bahsediyor: “Babamın, anneme ve bize sert söz söylediği veya bağırdığını hiç duymadık. Dışarıdaki sert imajının aksine, evde çok şefkatliydi.” Demek, Beşir Hoca’nın “dışarıdaki” sert imajının aksine dostlarına, öğrencilerin ve arkadaşlarına karşı şefkat ve yardımseverliği babadan miras.

Ortaokulun başı… 27 Mayıs darbesi. Menderes, Polatkan, Zorlu’nun idamları. Çocuk gözüyle darbeyle........

© Karar