menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukuksuzluğun resmini yapabilir misiniz?

23 1
yesterday

Bu toprakların kaderi midir, yoksa biz kendimizi tarifi imkansız kaderlere mi mahkum ediyoruz doğrusu anlamak mümkün değil. Ama bir gerçek var ki her gün “Yarın bugünden daha iyi olacak” diye yeni umutlara kapılmaktan o kadar yorulduk ki salimen güvenli bir limana ulaşma hayalimizden bile emin değiliz artık…

Uzun süredir derin bir ekonomik kriz yaşıyoruz, ülkede yüzde ellinin üzerinde insan asgari ücretle yaşama savaşı veriyor. Emekliler açlık sınırının altında bir aylıkla yaşıyor, çiftçiler, işçiler, küçük ve orta ölçekli işletmeler, esnaflar zor durumda. Enflasyon rekor tazelemeye devam ediyor, dövizin tırmanışı ancak Merkez Bankası rezervleri yakılarak durdurulabiliyor.

Kısacası nereden bakarsak bakalım, ortada kelimenin tam anlamıyla bir mutsuzluk tablosu var. Aslında Mehmet Şimşek’in ekonominin başına geçişiyle birlikte, rasyonel ekonomiye dönüş konusunda bir umut doğmuştu. Şimşek, iki yıldır emekliye, asgari ücretliye sabır tavsiye ederek acı ilaç içirdi ve güzel günlerin yakında olduğunu söyledi.

Ama sonra 19 Mart’ta bir gece ansızın Ekrem İmamoğlu’na yapılan siyasi operasyonla birlikte, döviz çıldırdı, enflasyon ve faizler yükseldi. Ve Merkez’in yüz milyar dolara yakın rezervi yakılarak döviz ancak durdurulabildi. Sonuç, Mehmet Şimşek’in iki yıldır millete içirdiği acı ilaç da boşa gitti ve program sıfırlandı. Yani acı ilaç içmeye devam…

Peki bütün bunlar neden oldu?

Tek cevap, hukuksuzluk…

Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim, hukukun üzerindeki siyaset gölgesinin her geçen gün ağırlaştığı, adalete güvenin kaybolduğu bir ülkede ekonominin ayağa kalkması da yoksulların ekmeğinin büyümesi de toplumsal barışın sağlanması da mümkün........

© Karar