menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tunceli Valisi neyin farkında değil?

37 0
21.05.2025

Elbette yargı, adalet sistemi matematik gibi çalışmaz; bazen aynı konuda ve birbirine yakın zamanlarda verdiği kararlarda bile ciddi farklar olabilir.

Tam da bu sebeple yüksek yargı vardır, Yargıtay bitmek tükenmek bilmez bir çabayla kararları yeknesaklaştırmaya, hukukun Türkiye’nin her yerinde aynı uygulanmasını sağlamaya çalışır.

Ama hepimiz biliyoruz, bazı suçlar adeta “keyfe keder”dir.

Ne demek mi ‘keyfe keder suç?’ Anlatmaya çalışayım…

90’lı yıllardan bir hatıra:

Ben o zaman YeniYüzyıl gazetesinde sorumlu yazı işleri müdürü olarak çalışıyordum. Der Spiegel dergisindeki bir makalenin çevirisini yayınlandık, Türkiye hakkında bu bir hayli eleştirel makaleden ötürü YeniYüzyıl’a soruşturma bile açılmadı ama aynı makaleyi bizden doğrudan kopya çeken bir aylık sol derginin yazı işleri müdürü tutuklandı.

Savcılar yazıyı görmediği için bize dava açmamış değildi; suç olduğunu düşündükleri şeyi kimin işlediğine bakıyorlardı. İfade özgürlüğü böyle sana bana varken başkalarına aynı hak tanınmayabiliyordu. Oysa o yazıyı yayınlamak hiçbir biçimde suç olamazdı.

Buna ben ta o zamanlar “Yargıda seçicilik” adını taktım.

Bizim terörle mücadele konusunda iki ayrı kanunumuz var. Biri bu konudaki özel kanun olan Terörle Mücadele yasası. Diğeri ise Türk Ceza Kanunu’nun koca bir bölümü. Kabaca iki kanun da aynı şeyleri söylüyor. Neden iki kanun var peki? Aslında hukukta yeknesaklık açısından Terörle Mücadele Kanunu aynen TCK içine taşındığı için TMK’nın çoktan yürürlükten kaldırılması gerekiyordu ama kaldırılmadı, çünkü kaldırılsa TMK’dan mahkum edilenler de hapisten çıkabilirdi. Aradan 20 yıl geçti, TMK hala yürürlükte.

Bu kanunlarda “terör örgütü propagandasını yapmak” diye bir suç var. Benim gibiler açısından bir süreden beri en kritik suç bu; çünkü yazdığımız, çizdiğimiz şeyler propaganda diye........

© Karar