menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ankara’ya ‘kırk katır mı kırk satır mı’ seçeneği

45 4
27.09.2025

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın Beyaz Saray’da yaptıkları görüşme öncesinde Türkiye’nin Amerika’dan 250 adet yolcu uçağı satın alacağı, bir de F-35 ve F-16 konularında müzakere yapılacağı açıklanmıştı. Toplantının başlangıcında Oval Ofis’te açıklama yapan liderler de yine bunları zikrettiler. Erdoğan ayrıca “Halkbank konusunu bugün etraflıca görüşeceğiz. Heybeliada Okulu konusunda üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız” dedi. Trump ise “görüşmenin iyi geçmesi durumunda” ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı CAATSA yaptırımlarının kaldırılabileceğini söyledi. (CAATSA “ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası”nın kısaltması.) Bu yaptırımlar Türkiye'nin 2020’de Rusya'dan S-400 satın alması üzerine uygulanmaya başlamıştı.

S-400 konusu epeyce zamandır Türk-Amerikan ilişkileri önünde ciddi bir engel. Zaten F-35 programından çıkartılmamızın da gerekçesi buydu. Biz bu programın ortağıydık, hem ortaklıktan çıkarıldık hem de ihtiyacımız olan uçakları almaktan mahrum edildik. Rus füzelerinin de hiçbir hayrını görmedik. Zaten görmemize imkan da yoktu. O günlerde bu işlerden anlayan herkes hükümeti uyardı, girilen yanlış yoldan dönmeye çağırdı ama hiç kimse sözünü dinletemedi. Sadece kullanma imkanımızın olmadığı füze sistemine verdiğimiz para 2,5 milyar dolardı. F-35 programından çıkarılmamızın maliyeti bundan çok çok fazla.

Şimdilerde ise Washington’la uzlaşmaya varıp bu sorunu çözmek ve hava gücümüz açısından ciddi derecede ihtiyaç duyduğumuz F-35 ve F-16 savaş uçaklarını satın almak istiyoruz. Ancak bu alışverişin parasal boyutundan daha fazla bir siyasi bedeli de olmak durumunda gibi görünüyor. Trump yönetiminin durup dururken ve karşılık beklemeden bize........

© Karar