Çözüm süreci: Gidiş neden pozitif?
Kürt meselesinde çözüm sürecinin sona erdiği 2015 Temmuz’undan itibaren, malum, devlet içte ve dışta kuvvet ve asayiş politikalarıyla yol aldı. İktidar hedeflerine oranla, en azından kendi beklentileri açısından izlediği politika ve sonuçlarını sürekli başarı olarak tanımladı.
Başarı olarak adlandıran halin Türkiye içinde terörün fiilen bitmesi, Suriye sınırının askeri kontrol altına alınması olduğu belirtelim.
Ancak politikaların kimi sonuçları ortada.
1.“Hukuk dışı” görünen ya da yasa sınırını zorlayan kimi adımlarla, Kürt temsilinin üzerine her düzeyde uygulanan baskıyla, yasal Kürt siyasi alanı da daraltıldı. Bu durum, sadece Kürt siyaseti üzerine değil, Türk demokrasisine de ağır faturalar çıkardı. Keyfi tutuklamalardan, tehlike yasa değişiklikleri ve yorumlarından kayyumlara kadar uzanan, bugün kent uzlaşısı denilen siyasi ittifakları daha hedefine alan bir hatta demokratik siyaset alanı daraldı.
2.Kürt sorunu, Kürt örgütünün yerleşimi ve etkinliği bakımından sınır ötesine taşındı. Bu durumda görmek gerekir ki, “başarı”, “askeri başarı” iddialarının karşılığı oldukça sınırlıydı. Kimlik endeksli siyasi sorun ve talepler kendi kendilerine buharlaşmazlar. Nitekim akışkan sıvı, akan su kendine........
© Karar
