Üzerinize oturuyor
Hitler Hitlerleştiğinin farkında mıydı? Mussolini Mussolinileştiğinin, Stalin Stalinleştiğinin, Robespiyer Robespiyerleştiğinin?
Alman milliyetçiliğinin içinden Hitlerleşme diye bir zulüm düzeni çıktı, zincirlerinden başka bir şeyi olmayanların iktidarından “Proletarya diktatörlüğü” ya da nihayetinde Stalinleşme çıktı, Fransız Devriminin içinden “Devrim kanla yazılır” diyenler çıktı…
Öyle şeyler yapılıyor ki bir tür markalaşıyorsunuz. Kötülükte marka…
Diyelim İslâm tarihinde Emevi hanedanı “Emevileşme” diye bir marka oluyor… Acaba Emevi yöneticileri, arkalarından gelen yıllar içinde “Emevileşme” diye bir düzen kurduklarının farkında mıydılar?
“Hulefa-i raşidîn dönemi” de bir marka, bir tür iyi yönetim markası…
“Ömer’in adaleti” gibi… Ömer de belki “Adalet sembolü” haline geleceğinin farkında değildi, ama sonra gelen adaletsizlikler İslâm toplumlarını onun yönetimine özlem duyar hale getirdi ve sembolleştirdi.
Yani hep kötü marka olma durumu yok.
Tarihi akış içinde “iyiliğin sembolü” de olabiliyorsunuz. “Geride bir hoş sadâ bırakma” diye bir şey var ya…
Kötülüğün sembolü haline gelmekten sakınmak lâzım. Ama acaba böyle sembolleşenler üzerlerine böyle bir karakterin oturduğunun, sindiğinin, silinmez bir boya, nerede ise bir karakter haline geldiğinin farkında olmayabiliyorlar mı?
Bizde yakın tarihte CHP, meselâ, toplumla ilişkide “Tek Parti iktidarı”nın negatif etkilerinden kurtulmaya çalışıyor. “Üzerine oturmuş” bir şeyler var çünkü. İnsanlar mevcut uygulamalardan en bunaldıkları zamanda bile “CHP alternatifi”ni göze almaktan imtina ediyorlar. Yani negatif algıyı silmek öyle temizlik maddeleriyle........
© Karar
