menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki kritik kurum: Yargı ve Emniyet

90 2
14.03.2025

Bir devletin en kritik kurumlarından birisi Yargı ise diğeri de Emniyet’tir.

Bir anlamda “Devletin namusuna emanettir” bu kurumlardaki sorumluluk.

Bu kurumlara hakim olan iradenin de “milletin bütün mahremiyetinin (diğer ifadeyle namusunun) kendisine emanet edildiğini” biliyor olması lâzım.

Bu, kolay bir insan kalitesinin ifadesi değildir. Onun için sistem içinde sağlamalar yapılan bir düzenin işlemesi gerekir. Bir kişiye güven ile ilgili değildir bu sağlama düzeni. Çünkü insanların mahremine girmeye, insanların hayatı hakkında tahrip edici sonuçlar doğurabilme potansiyeli bulunan öylesine büyük yetki kimi durumlarda (ki siyaseti güdümleme zemini böyledir) melek olsa insanı şeytana uydurabilir.

Yakayı kaptırırsanız kendinizi ifade edebilinceye kadar kıvrana kıvrana ölebilirsiniz. Çünkü Emniyet’in yaptığı operasyonlar damgalanmayı getirir, “Yargı’nın sonucunu beklemek” de, dereye su gelinceye kadar kurbağanın gözü pürtler sonucunu doğurabilir.

Yargı reformları ile devreye sokulmaya çalışılan “Lekelenmeme hakkı” ise, en azından yaşanan olaylara bakıldığında ba’de harab-i Basra türünden bir uygulanma şansı bulacak gibi görünür.

Türkiye, bu iki alanın kötü kullanımına örnek pek çok olaya – sürece tanıklık etmiştir.

Yargı’nın Askerlere brifing verdiği dönemlerde de Yargı vardı Türkiye’de… Ama o Yargı, başörtüsü zulmüne gerekçe üretme misyonunda idi. O Yargı, Refah – Fazilet gibi partilere “laiklik karşıtı” damgası vurup kapatmakla meşguldü.

O Yargı, taa 2008’lerde nerede ise halktan yüzde 47 oy almış bir partiyi, hem........

© Karar