menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DEM’i heyecanlandıran ne?

112 1
04.03.2025

Öcalan’ın çağrı metni 27 Şubat’ta açıklandı. Çağrı özde PKK’ya “silâhları bırak, kendini feshet” diyordu. Bunun gerekçelerini de açıklıyor, ayrıca “ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler” gibi beklentileri de dışlıyordu.

Çağrı ile ilgili ilk değerlendirmem sıcağı sıcağına 28 Şubat tarihli yazımda yer aldı. Orada bana göre kritik bir soru sordum: DEM’in bu çağrıdan dolayı heyecanlanmasının, sevinmesinin sebebi nedir?

DEM daha önce de İmralı’ya gelip gitmeler ve Öcalan’ın “silâhları bırakma çağrısı’nın beklendiği süreçte de benzeri bir heyecanı seslendirdi. O zaman da “Neden ki?” diye sordum. “Acaba üstlerindeki askeri vesayetin kaldırılması” heyecanı mı bu dedim. “PKK uzantısı” diye suçlanıyorlardı, muhtemelen Kandil, üzerlerinde baskı oluşturuyor ve “özgürce” ve “sivil” siyaset yapamıyorlar, Kandil’in feshedildiği bir olay da onları heyecanlandırıyordu. Böyle bakıldığında Erdoğan’ın “Ya silâhları bırakın ya da silâhlarınızla birlikte sizi de gömeriz” yollu tehditleri de PKK’nın burnunun sürtülmesi anlamında önemli bulunuyor olmalıydı.

Böyle bir beklentinin “uçuk” bulunacağını biliyordum, ama Kandil’in feshini içeren bir çağrıdan DEM’in heyecan duymasını da bir yere koyamıyordum.

DEM’in heyecanı sürüyor. Demirtaş dahil tüm DEM dünyası Bahçeli’ye, Erdoğan’a şükran ifade ediyorlar.

Eğri otursak da doğru konuşalım, onlar olayı “PKK’nın feshi”nden ibaret görmüyorlar. Aslında soruna ilişkin analiz yapanların hiç birisinin olan biteni PKK’nın feshinden ibaret görmediği de açık. PKK’nın feshi tabii ki önemli. Ama şu an olan biten, PKK’nın feshi ile başlayan bir “süreç” durumunda.

DEM dünyası, süreç sonunda Öcalan........

© Karar