menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“İstefti kalbek”

124 18
02.03.2025

Başlıktaki iki kelimeyi anlamak için Arapça bilmeye gerek yok. O derece Türkçeleşmiştir. Bir ortamda herhangi bir insanımız, belki biraz gün görmüş insanımız “İstefti kalbek” diyebilir size.

Peygamberimizin sözüdür o. Kendisine “Şöyle bir iş yaptım, acaba doğru mu yaptım?” diye soran kişiye “İstefti kalbek” cevabını vermiştir. Az biraz da devamı vardır: “Velev eftâke’l müftûn” şeklinde. Şu demek:

“Kalbine danış! Müftüler fetva verse de…”

Hani bazen herhangi bir yanlış iş için herhangi bir kapıdan fetva alınabiliyor ve yanlışlarımız için dinden gerekçe ürettiğimizi sanıyoruz ya…

İşte orada bir “İç ses” sizi uyarır diyor Allah’ın Elçisi… Tabii ki eğer “iç sesiniz” kaldıysa…

Ramazan’a girdik ya… Hoş gelmiş olsun dünyamıza… İçimize dışımıza…

İşte bu ay bir anlamda “kalbimize bakma ayı olsun” diliyorum. Kalbi kalp yapma ayı olsun. Çünkü orada bir et parçası olabilir ama kalp olmaz. Kalyabilir dönüşür çünkü.

Onun için “Yâ mukallibe’l kulûb, sebbit kalbî alâ dînike” diye bir duayı da öğretmiştir Allah Elçisi bize. “Ey kalpleri evirip çeviren – kalbimi dinin içinde sabit kıl.”

Allah ölçüyü koymuş: “Kalbler ancak Allah ile birliktelik idraki içinde (zikir ile yani) mutmain olur, doyuma ulaşır, huzur bulur.”

Muhtemel ki Allah Rasûlü “İstefti kalbek – Kalbine danış” derken, Allah ile birliktelik idraki zedelenmemiş, aşınmamış, kaybolmamış kalbi kastetmiştir.

“İçimizdeki et parçası iyi olduğunda........

© Karar