ADALET GÜVEN KAYGI!
Bugün Türkiye coğrafyasında yaşanan birtakım yanlışlıklar var. İster istemez insanlar vicdan, hak, hukuk, adalet bakımından rahatsızlık duyuyorlar. Kendilerini güvende hissetmedikleri gibi duydukları rahatsızlığı ve huzursuzluğu iliklerine kadar yaşıyorlar. Geleceğinden emin olamadıkları gibi, kaygı ve endişe etmekten kendilerini alamıyorlar. Yurt dışına gidenleri “kurtuldu” diye tanımlıyorlar. Ülke neden “yaşanmaz” bir duruma getiriliyor, tıpkı birtakım Arap ülkeleri gibi? (Bunun için “adalet” kavramıyla “adil” kavramını açmak istedim.)
ADALET: Hak ve hukuka uygunluk; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk.
Adil olma durumu. “Şerefli yaşama, herkese hakkını verme.”
Adaletin hüküm sürdüğü toplumlarda herkes kendini güvende hisseder, huzurlu yaşar. Adaletin olmadığı yerde huzursuz ve mutsuz olur. Güvenin yerini kaygı ve endişe alır.
ADİL: Haktan, hukuktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren. / Hakka, hukuka uygun, haklı,
Doğru.
İnsanlar apar topar, iddiadan öteye geçmeyen dedikodularla, çok büyük suç işlemiş gibi muameleye tabi tutularak, sabah baskınlarıyla tutuklanıp cezaevlerine tıkılıyorlar. Her türlü insan haklarından yoksun bırakılarak “itibar suikastıyla” arabalara tıkıştırılıp götürülüyorlar. Kanıtlanmamış suçlarla “suçlu muamelesine” uğruyorlar, aşağılanıyorlar, mallarına, şirketlerine el konuluyor. Tam bir düşman “hukuku” uygulaması yapılıyor
Yakıştırılan suçlar “rüşvet, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma.” Oysa çok iyi biliniyor ve halk inanıyor ki, siyasi “hasımlıktan” ötürü, tüm operasyonlar hazmedilemeyen bir başarıyla, tabanında meydana gelen büyük bir oy kaybını, adaleti, yargıyı, polisi, jandarmayı bir sopa gibi kullanarak muhalefeti dövmekle hıncını almaya........
© Karadeniz'de sonnokta
