MUHAMMEDİ AHLAK
Bütün Peygamberler ümmetleri için birer “Rol Modellerdir”. Yüce Rabbimiz Peygamberleri meleklerden değil, insanlardan seçmiştir ki; hayatın her safhasında ümmetlerine örnek teşkil edebilsinler. Hakkında “Sen elbette üstün bir ahlâka sahipsin” (Kalem Süresi, 4) diyerek övgüyle bahsettiği efendimizi de bizlere örnek göstererek “İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel örnekler vardır” (Ahzab süresi, 21) buyurarak insanların ahlakî erdemleri, güzel huyları ve hoş davranışları kimden öğrenmesi gerektiğini açıkça ifade etmiştir. İşte Allah’ın övdüğü bu ahlaka Muhammedî Ahlak veya Nebevî Ahlak diyoruz.
Yüce Rabbimizin imandan sonra bizden istediği en önemli vasıf “Güzel Ahlak” sahibi olmamızdır diyebiliriz. Çünkü Peygamber efendimiz (sas): Ben ancak mekârimi ahlakı/ güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” (Muvatta, Husnü'l Hulk, 8) buyurarak gönderilişinin yüce gayesini açıklamaktadır.
Buna göre ahlakımız ne ölçüde Resûlullah’ın (sas) ahlakına uyuyorsa o derece güzel ahlak sahibiyiz demektir. Diğer bir ifadeyle, Muhammedî ahlaktan uzak olduğumuz ölçüde ahlakımız çirkinleşmiş demektir. Çirkin bir ahlak ile cennet kazanmanın ise oldukça zor olduğunu bilmeliyiz. Şu olay bunu en güzel şekilde açıklamaktadır. Bir adam Peygamber efendimize gelerek: "Ey Allah'ın elçisi! Falanca kadın, çokça nâfile namaz kılması, nâfile oruç tutması ve sadaka vermesiyle anılır. Fakat o, diliyle komşularına eziyet eder. (Bu kadın........
© Karadeniz'de sonnokta
