menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Soykırım yapan devletle ticaret: Safiport ve Azerbaycan petrolü üzerinden iktidarın ikiyüzlülüğü | Ömer Faruk Gergerlioğlu*

12 0
06.10.2025

Gazze’de aylardır süren katliam, dünya tarihine kara bir leke olarak yazılmaktadır. Binlerce çocuk, kadın ve sivil göz göre göre öldürülüyor; hastaneler, okullar, mülteci kampları bombalanıyor. Açlık, susuzluk ve ilaçsızlık birer silaha dönüşmüş durumda. Bu tabloyu izleyen herkes biliyor ki bu sadece bir savaş değil, uluslararası hukuk literatürünün en ağır suçu olan soykırımdır. Böyle bir tablo karşısında devletlerin tavrı belirleyici bir önem taşır. Sözde kınamalar, meydanlarda atılan hamasî nutuklar ya da BM kürsülerinde yapılan gösterişli konuşmalar hiçbir anlam taşımaz; esas mesele ticareti, diplomatik ilişkileri ve askerî iş birliklerini kesmektir.

Türkiye iktidarı, halkın vicdanında Filistin hassasiyetini sürekli istismar ederken, fiiliyatta tam tersi bir yol izlemektedir. Yıllardır dile getirdiğimiz gibi, Kocaeli Derince’deki Safiport Limanı’ndan İsrail’e yönelik ticaret devam etmektedir. ZIM adlı İsrail şirketine ait gemiler bu limandan yük almakta, Derince sokaklarını felç eden tırlar arasında ticaret sürmektedir. Yüzlerce, binlerce tırın her gün limana girip çıkması sadece Kocaeli’nin trafiğini felç etmekle kalmıyor; aynı zamanda Filistin’de bebeklerin bombalar altında can vermesine ortak olan bir ticaret zincirini besliyor.

Safiport’tan İsrail’e giden gemiler:

Belgeler, tanıklar ve inkâr siyaseti

Defalarca belgeleriyle ortaya koyduk. Marine Traffic kayıtlarından takip ettiğimiz gemiler var. Örneğin, Marla Bull isimli gemi Safiport’tan yük aldı, Yunanistan üzerinden İsrail limanlarına gitti. “Chemical Ranger” adlı gemi yine Derince’den hareket ederek Hayfa Limanı’na ulaştı. Bunlar tekil örnekler değil; düzenli olarak gerçekleşen seferlerdir. Buna rağmen iktidar sözcüleri, dezenformasyon merkezleri “İsrail’le ticaret yok” diyerek yalan söylemekten çekinmedi.

Bir taraftan Gazze’deki çocukların ölümü karşısında timsah gözyaşları dökülüyor, diğer taraftan İsrail’in savaş makinesini ayakta tutan lojistik zincirine limanlarımız açılıyor. İşin ironik tarafı, bu seferlerin çoğu kamuya açık platformlardan dahi takip edilebiliyor. Yani aslında gizlenmesi mümkün olmayan bir gerçeklik söz konusu. İktidar bu tabloyu saklamak için ya “yok sayma” ya da “bizim haberimiz yok” gibi bahanelere başvuruyor. Oysa belgeler, görüntüler ve tanıklıklar her şeyi ortaya koyuyor.

Safiport’un çevresel ve toplumsal yıkımı

Safiport Limanı sadece dış politikada değil, yerelde de büyük bir yıkımın kaynağıdır. Körfez’de denizi doldurarak sürekli genişleyen bu liman, kâr hırsıyla çevreyi, denizi ve insan sağlığını yok etmektedir. Kocaeli halkı yıllardır bu limanın sebep olduğu trafik yoğunluğundan, hava kirliliğinden ve şehir hayatının felç olmasından şikâyet ediyor. Yüzlerce tır gece gündüz demeden Derince sokaklarında egzoz dumanı ve gürültü bırakıyor. Trafik kazaları artıyor, çocukların oyun alanları kamyon yollarına dönüşüyor.

Denizi doldurarak yapılan bu genişlemeler Marmara ekosistemine telafisi imkânsız zararlar veriyor. Bugün müsilaj felaketinden bahsediyoruz ama bunun köklerinde denizi plansızca dolduran, kıyıları betona boğan bu........

© Kaldıraç