Medya sahipliği: 100 haber kuruluşu ve gazetecilik dışı sektörlerdeki yatırımlar
Demokrasiye darbe girişimine tepki olarak toplumda giderek büyüyen boykot dalgası, iktidarın kontrolündeki medya kuruluşlarını da kapsıyor. Türkiye’deki televizyon, gazete, haber sitesi ve radyolardan birçoğu son yıllarda el değiştirmişti. Bu mini araştırmada, 100 haber kuruluşunun güncel sahiplerini ve medya holdinglerinin gazetecilik dışındaki sektörlerdeki yatırımlarını inceledik. İktidar medyasını elinde bulunduran sermayenin; enerji, inşaat, gayrimenkul, perakende ve turizm gibi birçok sektörde büyük yatırımları var.
Türkiye’de medya, sadece haber sunan bir alan olmanın ötesine geçerek büyük sermaye gruplarının siyasi ve ekonomik çıkarlarını yönlendirdiği bir araca dönüştü. Son yıllarda yaşanan el değiştirmeler ve satın almalar, medya sahipliği haritasını köklü bir şekilde değiştirdi.
2025 itibarıyla Türkiye’deki 100 medya kuruluşunun sahiplerini ve diğer sektörlerdeki yatırımlarını derledik. Güncel verileri şu tabloda bulabilirsiniz.
İktidar medyasının sahipleri kimler?
Medya mülkiyetindeki köklü değişimin kökleri 1980’lere dayanıyor. O döneme kadar gazetecilik odaklı aile işletmeleriyle yönetilen medya kuruluşları, 1980 sonrası neoliberal politikalarla dönüşmeye başladı. Medya, aile yapısından çıkarak, farklı sektörlerde faaliyet gösteren holdinglerin yan kuruluşları hâline geldi. Turgut Özal döneminde hızlanan bu dönüşüm, 2000’li yıllarda farklı boyutlar kazandı.
Bugün, medyanın büyük bölümü, aynı zamanda inşaat, enerji ve turizm gibi sektörlerde faaliyet gösteren holdinglerin elinde. Bu çapraz sahiplik yapısı, editöryel bağımsızlığı ciddi şekilde zayıflatıyor. Medya gruplarının sahipleri, genellikle kamu ihalelerinden faydalanan ve farklı sektörlerde iş yapan holdingleri yönetiyor. Bu durum, haber içeriklerinin ticarî ve siyasî çıkarlar doğrultusunda şekillenmesine neden oluyor.
Grafik: RSF2018’de Demirören Holding‘in Doğan Medya’yı satın alması, sektördeki en büyük dönüşümlerden biriydi. Hürriyet, Milliyet, Posta gibi köklü gazetelerin yanı sıra CNN Türk ve Kanal D gibi televizyon kanalları ile Doğan (şimdi Demirören) Haber Ajansı da el değiştirdi.
Enerji, inşaat ve madencilik sektörlerinde faaliyet gösteren Demirören ailesinin medya yatırımları, yayın politikalarında belirgin değişimlere yol açtı. Özellikle, Doğan grubunun, bir ölçüde de olsa iktidara mesafe koyan yayın çizgisi, satışın ardından tamamen ortadan kalktı. Grubun başındaki Yıldırım Demirören, aynı zamanda bir dönem Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı da yaptı.
Sabah gazetesi ve ATV kanalını da içeren medya grubu ise 2007’de Ahmet Çalık tarafından satın alınmıştı. Turkuvaz Medya Grubu, 2013 yılında, İstanbul Havalimanı gibi büyük altyapı projelerinin yüklenicisi olan Kalyon Holding bünyesine girmişti.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 2016’da başladığı “Medya Sahipliği Gözcüsü” (MOM) ve Mülksüzleştirme Ağları (altta) gibi çalışmalar, haber kuruluşlarının arkasındaki sermayenin diğer sektörlerdeki faaliyetlerini anlamak için önemli birer kaynak oldu.
Ancak medya şirketlerinin, iktidara yakın bir holdingden bir diğer holdinge........
© Journo
