Özgürlük tek başına tehlikelidir: Bana eskortunu söyle sana ne istediğini söyleyeyim!
Örneğin Amerika’daki aşırı sağcılar ve tabii “guru”ları Elon Musk, İngilizleri (Evet, John Milton ve J.S. Mill’in ülkesi İngilizleri) basın özgürlüğüne düşman ilan ediyor, sosyal medyaya karşı sansürcü ve baskıcı olmakla suçluyor, hatta Nazilere benzetiyorlar.
Buna benzer suçlamalardan Almanya da payını alıyor. İşin tuhafı, orada da daha fazla özgürlük isteyenler Nazi kalıntıları…
Bu arada Trump’ın Musk’eli“özgürlükçü” Amerika’sını dehşet içinde izleyen pek çok Avrupalı gazeteci ve düşünür var.
Tartışmanın merkezinde “özgürlük” kavramı yer alıyor. Her iki taraf da özgürlük bayrağının kendilerine ait olduğunu öne sürmekte. Ve onun uğrunda ölmeye değer bir kutsal olduğu iddiasında.
Büyük şair Tevfik Fikret’in “kanun diye kanun diye, kanun tepelendi” mısralarını hatırlıyoruz ve “özgürlük diye, özgürlük diye, özgürlük tepeleniyor”. (Ben duruma göre hem “özgürlük” hem de “hürriyet” kelimelerini kullanıyorum, ikisinden birini feda etmeye gönlüm razı oluyor.)
Yüzyıllardır Ortadoğu kavimlerinin aynı cennete gitmek için aynıilahaaynı naralarla seslenmeleri gibi.Tarihe bakınca, insanın hiç bir şey öğrenmeyişine ve aynı hataları ısrarla yapmasına şaşmamak mümkün değil.
Fransız İhtilali’nin yaşamış Batı dünyasının bilebu kadar basit bir özgürlük tartışmasına kapışması, yine o türden hataların çoğaldığı bir dönemden........
© İz Gazete
