19 Mart vak'asının iletişimsel analizi | Halkın mesajı: “Hop! O kadar da uzun boylu değil!”
Dijital Çağ’da öyle yapılmıyor. Önce internet yayınları kısıtlanıyor. Mesaj almak ve göndermek çok zorlaşıyor ya da olanaksızlaşıyor. Sosyal medyaya derin bir sessziik çöküyor.
Otoriter yönetimler sessizliği severler.
Buna rağmen mesaj gönderebilenlerin evleri sabaha karşı basılıyor. Ana mesajın gözdağı ve korku olmasına fevkalade önem veriliyor. Çünkü şunu biliyorlar: Çoğunluk korkaktır!
Özellikle Almanya’nın Faşizm deneyimlerini inceleyerek oluşturulmuş olan “Suskunluk Sarmalı” kuramı ne diyor:
Birilerinin sustuğunu görünce başkaları da susar!
Nitekim başlangıçta öyle oldu. 19 Mart sabahı internet üzerinden mesaj almak, göndermek, tartışmak mümkün değildi. Sosyal medyanın kapıları şırakk diye yüzünüze kapanıyordu.
Ancak, darbeciler şunu unutuyorlar. Dijital Çağ’da çare tükenmez. VPN’ler devreye girer, Whatsap gibi korumalı bağlantılar boşluğu doldurmaya çalışır.
Herkesin cep telefonu vardır. Benim Homo Super Communicatus adını taktığım akıllı cep telefonu sahibi herkes hem alıcı hem de vericidir. Süper donanımlıdır.
Kulaktan kulağa fısıltılar ve söylenti ağları zaten işlemeye başlamıştır.
Hele televizyonları susturamıyorsanız........
© İz Gazete
