Sanal Sosyal Varlık
Peki, acaba bu gerçekten bir akım mı yoksa yaşamlarımızda kalıcı olacak olan bir olgu mudur?
Ne Facebook ne de Instagram’ın ilk ortaya çıkış amacı bugünkü geldikleri noktaya ulaşmak değildir. En azından, o günlerde bize yansıyan, bizi kendilerine çeken görünür amaçları ve bize yarattıkları faydaları bu değildir diyebiliriz. Elbette ki her girişim ve işletmeninkinde olduğu gibi bu platformların; kısa, orta ve uzun vadeli stratejik planları içerisinde insanların içeriğin hem üreticisi hem de öznesi olacağı veya olması düşünülmüş olabilecektir. Ancak, insanların normal şartlar altında edinemeyecekleri; bilinirlik, tanınırlık ve dahi ünlülüğe bu sayede sahip olabilecekleri tahmin edilmiş midir emin değilim. Kişisel açıdan bakıldığında; resim, müzik, heykel, oyunculuk vb. herhangi bir alanda yeteneği olan birinin, bu yeteneğini geçmişte olduğundan çok daha kolay bir şekilde; kitlelere gösterebilmesi, kendini anlatabilmesi, önündeki engelleri neredeyse henüz oluşmadan atlayabilmesi büyük bir nimet sayılabilecektir. Hem kim istemez ki varlığından emin olduğu, iyi ve geliştirilebilir olduğuna inandığı bir yeteneğini diğer insanlarla paylaşmayı ve bu yeteneği aracılığıyla sahip olabileceği bir kariyeri. İnsanın yeteneklerini kullanarak edinip sürdüreceği bir kariyer onu mutlu etmeyip de ne yapacaktır. Bir insanın bu hayatta başına gelebilecek en güzel şeylerden biri; sevdiği, yaparken keyif aldığı ve de yeteneklerini kullanarak gerçekleştirdiği bir faaliyetten hayatını kazanmasıdır. Zira, bu şekilde hayatını sürdürmeyi başarabilen kişiye, yaptığı şey bir iş gibi gelmeyecektir.
İçinde yaşadığımız dönemin şöyle bir problemi var maalesef: Bugün; içerikler üreten, milyonlarca kişi tarafından takip edilen, ürettikleri bu içerikler vasıtasıyla yüzbinlerce beğeni alan, sponsorluklar ve iş birlikleri ile oldukça büyük kazançlar elde eden pek çok kişi bunu, sahip oldukları gerçek bir yeteneğe borçlu değildirler. Ne demek istiyorum? “Influencer” ya da “fenomen” olarak ifade edilen kişilerce bugün elde edilen tüm; beğeni, popülarite ve kazanç, kendilerinde var olan bir becerinin ürünü olmaktan ziyade zamanın koşullarına uygun içerik üretmeleri ile ilişkilidir. Bir bakıma bu da düşünsel bir beceri gerektirebilir ancak pek çoğunun öyle olmadığı; kendilerini küçük düşürmek, onurlarını ve değerlerini hiçe saymak pahasına ürettikleri kalitesiz içerikler ile görülebilecektir. Yani, bugün ilgi çeken bir konuda doğru içeriği üretmiş olmak, üretilen içeriğin nitelikli olduğunu göstermeyeceği gibi gelecekte de bu içeriklerin üretilebileceği anlamına gelmeyecektir. Bunula beraber, kimi içerik üreticileri için bu daha uzun soluklu bir yolculuk da olabilecektir. Ancak, benim açımdan buradaki asıl mesele şudur: Kendilerinde var olduğunu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden
Joshua Schultheis