Sürpriz Bir Şifa
SÜRPRİZLERİ sevmem aslında.
Planlı olmayı, bir programa bağlı olarak hareket etmeyi tercih ederim.
Bu bana zamanı verimli kullanmak açısından hem daha doğru hem de muhatabına sıkıntı vermemesi bakımından daha güvenli gelir.
Ama hayat her zaman böyle işlemiyor tabi. Şaşırtan ve mutlu eden sürprizleri olabiliyor.
…
KÜÇÜKTÜM. Hüzünler içindeydim.
Ne top oynamak tat vermişti o gün bana ne de çelik çomak…
Başı önünde kös kös dönerken köyün en şatafatlı evinin büyük bahçe duvarını henüz dönmüştüm ki arkamdan bir ses ünledi: “Nereye gidersin böyle sütünü dökmüş kedi gibi imanım.”
Büyük dedemin mizah anlayışını yansıtan bir cümleydi bu. Birlikte yürüdük. Evimizin arkasındaki gölümüzün kenarında yer alan söğüt ağacından cebinden çıkardığı çakıyla bir dal kesti.
Kısa süre sonra yaptığı düdük elimdeydi.
Çok mutlu olmuştum. O günden beri bu tarzda beklenmedik sevgi eylemlerine ‘Sürpriz Şifa” diyorum.
…
HARMANDA koşturup durmuş ama bir türlü keyiflenememiştim.
Mektebe doğru yine başım önümde derbeder yürürken kanadı sapanla vurularak yaralanmış serçe kuşunu gördüm. İçim acımaktan öte bir duyguya kapıldı. Küçücük kalbim sıkıştıkça sıkıştı.
İki avucumun arasına itina ile almış vaziyette şifacı olan bibime geldim, gözlerim nemli.
Hâlimi hemen kavradı ve ceviz ağacının altındaki minderinin üstüne çöküverdik. Sürekli hazırda tuttuğu kendisinin dağlardan toplayıp kardığı macunlarından birini getirerek büyük bir şefkat ve özenle kuşun kanadına........
© İstiklal
